Bakın size unutulmaz bir pazar günü tavsiyesi.. Yağmur yoksa.. Hafif çiseliyorsa o da romantik olur ayrıca, saat 11'lerde falan gidin Emirgan Atlı Köşk'e ve Boğaz'ı öpen o güzel bahçeyi dolaşın.. Ağaçların altında, maviye, yeşile, yeşillerin arasından süzülen güneş ışığına, etraftaki çiçeklerin renklerine bakın uzun uzun.. Bu Monet havasına girmenizi sağlayacaktır.. Ama dahası var.. Monet bir gurme.. Yemeyi, iyi yemeyi çok seviyor.. O dünya güzeli Çanga terasında siz de öğle yemeğinizi yiyin.. Bizim yaptığımızı yapın.. O "Başlangıç" diye yazan bölümden "Ortaya" seçin.. Sucuklu, humuslu salata.. Izgara kabak çiçeği.. Balkabaklı muhammara.. Izgara kuşkonmaz.. Fasulye enginar karışımı bir şey.. Ben seçmedim ha! Bunların hepsini Nazan Hocam seçti, ben ilk defa yedim ve bayıldım.. Çanga müthiş bir mutfak kurmuş oraya..
(Bu arada, bir sır.. Salı ya da perşembe geceleri giderseniz Çanga'ya, bir sürpriz var. "Monet gurmeydi" dedim ya.. "Monet Mutfakta olsaydı" diye bir menü yapmış Çanga, 110 liraya.. Monet gece erken yattığı için, öğlenleri davet edermiş, dostları Renoir, Degas, Sisley, Cezanne, Rodin ve Zola'yı.. Torunları iki kitap yazmışlar, Monet'nin davet yemeklerini anlatan. Çanga bu kitaplardan hazırlamış "Monet Mutfakta Olsaydı" menülerini.. Kır çiçekli, bademli bezelye çorbası. Kuşkonmaz ve bıldırcın yumurtası kroket. Ördek konfit ve hardallı patates püresi, istridye mantarı. Elmalı tart ve ıtırlı dondurma. Kahve, çay. Yaseminli el yapımı çikolata.)
Tamam mı?..
Şimdi Monet'ye hazırsınız?..
Hayır.. Henüz değil.. Serginin en sonuna gidin.. Orada bir video salonu var.. İki özel video gelmiş, sergiyle birlikte Fransa'dan. satılmıyor. Sadece gösterilmek için kiralanmış..
Biri İzlenimciliği anlatıyor. Monet'nin adını koyduğu resim akımı.. Ama ne güzel anlatıyor.. Yani ilkokul eğitimli birisi izlesin, çözer ve gider 45 dakika İzlenimcilik konferansı verir.. O kadar dolu, o kadar basit, o kadar güzel.. İkincisi Monet'nin kendisi ve efsane bahçesini anlatıyor..
Bu bilgilerle doldunuz mu?.. Şimdi serginin başına dönebilirsiniz. Girişteki iki dev fotoğrafta Monet'nin evini, bahçesini ve tasarımını kendi yaptığı o romantik Japon köprüsüne bir kere daha bakın, uzun uzun..
İşte şimdi Monet dünyasına girmeye hazırsınız..
"Gün Doğumu / İzlenim" adını verdiği ve resimde devrim yaratan türe ad veren tablo orda..
"Ayni açıdan, ayni nilüferler"e farklı ışıklarda bakıp yarattığı izlenimler orda..
Bir yaşam, bir dönem, bir çağ orda.. Bir ışık ve renk güzelliği, bir rüya orda..
Adam katedralin önüne yan yana 30 tuval dizmiş.. Katedrali güneşin doğuşundan batışına 30 ayrı ışıkta boyamak, ışığın geliş şeklinin nesneyi ve renkleri nasıl değiştirdiğini ortaya koymak, resmin bakılan nesne değil, görenin izlenimi olduğunu anlatmak için.. Her yarım saatte bir sonraki tuvale geçerek ve her sabah gelip, resimlere birer birer, hep ayni saatte kaldığı yerden devam ederek..
Yıllarca Fransa'nın en büyük sergilerine almamışlar, bu sanatın içine tükürenleri..
Nihayet hava yumuşar gibi olmuş.. Bir devasa sergide bir küçük odayı onlara ayırmayı kabul etmişler.. Zamanın cumhurbaşkanı sergiyi açmış.. Dolaşıyor.. O odaya yaklaşırken, gene zamanın en ünlü eleştirmeni haykırmış..
"O odaya girmeyin Sayın Cumhurbaşkanım. Orada Fransa'nın utancı başlıyor.."
Haydi bakalım, Fransa'nın utancını yaratan büyük İzlenimciyi izlemeye..