Mehmet Tezkan'ın son satırları korkunçtu.. (Milliyet 10 nisan) "Dikkat!.. Devlet son zamanlarda ceset aramak için ortaya çıkıyor.. Dün Aşkale'de, bugün Çaycuma'da.."
Mehmet Yılmaz, Hürriyet'te ayni gün, ayni şeyleri söylüyor..
"Göreceksiniz ki, bu 'kazadan' sonra da hiçbir şey değişmeyecek. Kimse kusurlu ve sorumlu olmayacak, herkes koltuğunda oturmaya devam edecek. Bir sonraki olayda yine aynı şeyleri konuşuyor olacağız."
Aylardır, hatta yıllardır, elimde fener, gündüz gözüyle sokak sokak dolaşıyorum, Sorumsuzlar Ülkesinde bir Sorumlu bulmak için..
Ben bulamıyorum ama beni bulanlar var.. Bakıyorum eli fenerlilerin sayısı giderek artıyor.. Ne var ki, sorumlu mevkide oturup, bu mevkinin maddi manevi tüm olanaklarını kullananlar, kendilerine zerre toz kondurmadan, sorumlu olabileceklerini akıllarına bile getirmeden safalarını sürmeye devam ediyorlar..
Bir ülkede devletin sadece "Ceset arama" aşamasında ortaya çıkması ne demektir?.
Bu ülkede Kuvvetler Ayrımı var.. Yani..
Meclis yasaları yapar. Yasaları yaparken de, son maddeye sorumlu olanın adını yazar..
"Bu kanunu falanca bakan yürütür.."
Bu yürütme maddesinin anlamı açıktır.
"Sorumlu falanca bakandır.."
Peki bunca olay oluyor, birbiri ardına.. Hani nerde bir tane "Siyasi sorumlu.."
Geçtik..
İdari sorumlu var mı?.
Çaycuma'daki köprü, okuyoruz.. Bağıra bağıra, davul zurna ile ilan ederek çökmüş.. Yerel gazete yazmış köprünün tehlikede olduğunu.. Belediye Başkanı "Bu köprü çöker" demiş.. 61 yıllık köprü.. Belli adam gibi bakılmamış.. Gözle baksalar yetecek. Çünkü köprüyü tutan ayaklarda beton dökülmüş, demirler ortaya çıkmış. Paslanıp çürümüş demirler gözle görülüyormuş. Ve üzerinde araç trafiği devam ediyor.. Üstelik zorunlu da değil. Yanına yeni köprü yapılmış çünkü.. İkisi yan yana..
15 ölü!..
Kim verecek hesabını?.
"Kaza" dediğimiz seri cinayette babasını ve yeğenini kaybeden Belediye Başkanı sorumluyu açıklamış..
"Takdiri ilahi.."
O zaman söyler misiniz, Kenan Evren'i niye yargılıyoruz?. O da "Takdiri ilahi" değil mi?.
Kara Yolları Genel Müdürlüğü yeni köprüyü yapınca, eskisini kapatma yerine, sözüm ona tamir edip yeniden ulaşıma açmış, geçen sene..
Yani çöken köprü, geçen sene, Kara Yolları Genel Müdürlüğü tarafından sözüm ona tamir edilmiş. "Güvenilir, sağlam" raporu verilmiş..
Tamirin ve denetimin ne kadar baştan savma, şişirme olduğu belli..
Yani işin "İdari" sorumlusu belli.. Kara Yolları Genel Müdürü.. 15 ölümün sorumlusu şahsen Kara Yolları Genel Müdürü.. O köprü özelinde "Sorumlu" Kara Yolları görevlilerini bulup açıklayana, yargıya teslim edene kadar o..
İşin "Siyasi" Sorumlusu da belli.. Kara Yollarını kuran yasanın son maddesinde "Bu kanunu Ulaştırma Bakanı yürütür" der.
Hani nerde İdari ve Siyasi sorumlular?.
Sorumlu olduklarını bildiklerini ortaya koyan hangi eylem ve söylem içinde bulundular bugüne dek, bilen var mı?.
Enerji taşıyan direği tamir için göle açılan beş işçi bağıra çağıra öldüler..
Hani sorumlular?.
Türkiye'de Çalışma Güvenliğini sağlayacak yasayı bir türlü çıkaramadığımız için, iş kazaları birbiri ardına geliyor. İşte Pendik Tersanelerinde iki işçi daha hayatını kaybetti.
Hani sorumlular?.
Devleti artık "Ceset" değil, "Sorumlu" ararken görmek istiyoruz..
.. Ve de sorumluların artık ortaya çıkıp "Ben sorumluyum ama başaramadım" diyerek gereğini yapabilmelerini..