Sevgili Dostum Atilla Dorsay dünkü takılmamı hemen yanıtlamış. Köşem ona her zaman açık..

***
Kardeşim Hıncal.
Vay ki Vay başlıklı yazın bana cevap hakkı veriyor. Eğer cumartesine kadar beklemek yerine yanıtımı sıcağı sıcağına duyurmak istiyorsan, işte bir fırsat.
Sinemayı sanat olarak sevmek, onun bir büyük kitle iletişim ve eğlence alanı olduğunu gözden kaçırmayı gerektirmez. Ben bu iki tavrı kendimce birleştirmeye çalışıyorum.
Köstebek yazımda asıl dediğim bir şey var. Ben adına 'tür filmi' dediğimiz sinemadan belli beklentilerimin olduğunu ve bunlara saygı gösterilmesi gereğini belirttim. Yani bir ajan filmi elbette gerilim içermelidir, bir komedi güldürmelidir, bir western aksiyona dayanmalıdır. Köstebek'te bu hiç yoktu, onun için ağır biçimde eleştirdim.
Ama bu, adına auteur- yaratıcı yönetmen dediğimiz kişileri kapsamaz. Sen Kubrick'in 2001'ine giderken, alışılmış bir bilim-kurgu mu bekliyorsun?
O film, türe son derece farklı bir yaklaşımdır ve bir başyapıttır. İzninle Nuri Bilge de artık o tür bir yönetmendir. Tür filmi kalıplarını alıp kullanabilir (Nitekim Bir Zamanlar Anadolu'da görünürde bir polisiyedir), ama içine kendi sinemasını koyar. Ondan beklenen artık budur, bu olmalıdır. Bizler de bu vb. benzeri filmlere farklı biçimde yaklaşmalıyız.
Onlarda zaten bildiğimiz ve beklediğimiz lezzetleri değil, sürprizin ve keşfin tadını aramalıyız. Umarım anlatabilmişimdir. Sevgilerle.
Atilla.