Müthiş sıcak bir Bodrum.. 10 gün tatilimin ilk sekiz gününde nefes alamadım desem yeridir.. Benim kum, deniz, güneşle işim yok.. Bu yüzden şehirde kalırım gittiğimde.. Marina Vista otelim.. Odamın önü otelin havuzu.. Havuz başında kafe.. Kapıdan çıktık mı karşında Marina.. Sola, kaleye doğru yürü.. Cıvıl cıvıl kent kordon caddesi..
Amma velakin gel de klimalı odandan çık bakalım.. 10 metre kare odada mahkum gibiyim. Tek farkım kapıda gardiyan yok..
Güneş batınca, işler düzelmeye başlıyor.. Gece on falan, harika.. Geceleri yaşadım ben de..
Önce en önemli haberi vereyim.. Marina Vista'nın caddeye bakan ön kafe barı, bu yıl restoran olmuş.. Balık restoranı..
"İlle bir gece dene" dedi, Sevgili Dostum, Genel Müdür Serdar.. Aileyi de davet ettim..
Ve balık yedim..
Yıllar yıllar önce, o zaman Çanakkale Dardanelspor Başkanı Niyazi Önen dostum bir yemek davetinde "Ölmezsin ya, bir tat" diye bana bir levrek tava tattırmış, tadı da damağımda kalmıştı..
Kenan ve Ramazan Ustalar kılçıksız levrek filetoyu aynen tarif ettiğim gibi una bulayıp tavada hazırlamışlar.. Müthiş.. Öyle müthiş ki, o geceyi iki kez daha tekrarladım..
Şimdi, Kahraman'ın kalkanı yanında. Bir de file levreğim var, tava..
Yemeği caddenin bir yanında yiyince, devamını da karşısında geçirdik.. Marina Kulüpte.. Sevgili Barış, iki eli kanda olsa, bana ve arkadaşlarıma yer bularak..
Bir gece İstanbul Gelişim.. Aydın Kahya ve Ayşen'le..
Bir gece Aşkın Arsunan ve arkadaşları ve tabii Duygu!..
Bir gece de Fatih Erkoç.. Marinada her gece harika canlı müzik var yani.. Bir de efendi saatlerde bir buçukta bitiyor.. İsteyen benim gibi uykuya.. İsteyen sabahlara kadar dans için diskolara..
Tabii, benim unutulmazım, Duygu ve "Uzun ince bir yoldayım" oldu..
Bir harika müzik gecesini de, bu defa kale civarında, Mandalin diye bir yerde geçirdik.. Yeni Türkü..
Yahu kırk yıldır söyleyen Derya'ya, 16-17 yaşında gençler nasıl eşlik ediyor?.. Müzik yaptın mı, iyi müzik yaptın mı, ne sen bitiyorsun, ne müziğin..
Bodrum'da iki ayrı güzelliğim daha vardı..
Ali Kestaneci.. Turgut Reis'teki yeni yerinde lezzet dağıtıyor.. Köfteleri, perde pilavı ve benzersiz helvasıyla..
Bir de, Azmakbaşı diye bir yer.. Deniz kenarı.. Mitto diye bir kafe.. Nedim diye dünya sempatiği bir delikanlı..
"Galatasaray- Real" maçını orda izlerken takıldık..
Ağbim höpürdetiyor nargilesini.. Ben yakıyorum puromu.. Önümüzden her an, dünya geçiyor.. Benim gibi en güzel manzarası "İnsan" olan biri daha ne ister?.
Her türden, her cinsten, her milletten insanlar..
Tabii, böyle oturunca, bir de sohbet koyulaşıyor.. Gel keyfim gel.. Her bale çıkışı Nedim'e gittik, bu doyulmaz keyif için..