Tatil bitti, köşeme döndüm de, Sevgili Yüksel (Aytuğ) kendi köşesini bir kez daha bana açmaktan kurtuldu..
Efendim, Mesut Yar ve Yekta Kopan'ın sohbet programlarına bayılmış Yüksel.. NTV ve CNNTürk'e teşekkürler yağdırıyor ve bu tematik kanalların, genel kanallara örnek olduğunu söylüyor.
Sevgili Yüksel..
Bu tematik kanalların temaları ne?.
Haber..
İkisi de "Haber" kanalı.. Hele NTV..
Jilet gibi, Jip gibi, Frijider gibi, Kot gibi bir türe isim olmuş marka..
Ama nerde habercilik..
Bu iki televizyonun esas işleri haberciliği nasıl yaptıklarına bakıyor musun?..
İki örnek..
Bodrum'dayım.. Öğle üzeri NTV dönmeye başladı.. "Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın bugün konuşma yapması bekleniyor.."
Akşam üzeri odamdan ayrılırken, hala ayni cümle.. Suriye kritik saatler yaşıyor. Dünya konuşmayı bekliyor.
Gece saat ikide döndüm.. Ekranda haber spikeri kız.. Beşar Esad'ın beklenen televizyon konuşmasını yaptığını açıklıyor.. Görüntüde Esad.. Suriye Devlet TV'sinde konuşuyor..
Ayni anda, alt yazı geçiyor..
"Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın bugün konuşma yapması bekleniyor.."
Yukarda görüntülü haber..
Adam yedi saat evvel konuşmuş.. Aşağıda hala, öğle yazılan haber dönüyor..
Koskoca NTV'de bu alt yazılardan sorumlu tek kişi yok. Koskoca NTV'de, bu alt yazıları okuyan, denetleyen, hataları anında düzelten tek kişi de yok..
Yahu ben gece ikide değil, ikiyi on geçe gelsem ve o haberi izlemesem "Adam hala konuşmamış" deyip yatacağım..
Bunun adı, seni haber televizyonu sanan ve izleyen seyirci ile alaydır. Bunun adı, seyirciyi adam yerine koymamaktır. Bunun adı, utançtır..
CNNTürk.. Avrupa Şampiyonası öncesi hazırlık turnuvasının yayıncı kuruluşu.. Basket takımı bir gün evvel Belçika'yı yenmiş.. Ertesi sabah, alt yazıda, Türkiye'nin Belçika'yı bilmem kaç bilmem kaç yendiği dönüyor.. Bütün gün döndü.. Ben çıktım.. Gece yarısı döndüm gene.. 1.5 falan.. O gün ikinci maçımızı Almanya ile oynadık. Onun sonucunu merak ediyorum. Açtım CNN'ni.. Alt yazı dönüyor.. Bekledim..
Geldi.. "Türkiye Belçika'yı bilmem kaç bilmem kaç yendi.."
Yuh!.. Hem de yayıncı kuruluş, o gece akşamüstü altıda naklen yayınladığı maçın değil, hala iki gün önceki maçın sonucunu yazıyor.. Biri yazmış, tatile gitmiş. Yenileyen de yok. Rezilliği düzelten de. Başı boş bir kurum..
Bunun adı, seni haber televizyonu sanan ve izleyen seyirci ile alaydır. Bunun adı, seyirciyi adam yerine koymamaktır. Bunun adı, utançtır..
Şimdi, NTV ve CNN'in patronlarına, CEO'larına soruyorum..
Bu utançların hesabı soruluyor mu?.
Cevabını da vereyim.
Hayır.. Sormuyorsunuz.. Onun için böyle rezillikler her gün devam ediyor.. Kimse kendisinden hesap sorulacağını düşünmüyor.. Hepsi yaptıklarının yanlarında kâr kalacağını biliyorlar..
Kalıyor da.. Çünkü verdiğim örnekler, "Ender" değil.. Her gün, ama her gün böyle saygısızlık, sorumsuzluk, vurdum duymazlık, aldırmazlık ve utanç örnekleriyle dolu..
Yahu patronlar.. Bin defa yazdım..
Haber televizyonculuğu "Alt yazı" demektir. Zamanı çok az olan insanlar, ekran başında olabildikleri çok kısa zaman içinde merak ettikleri olayın sonucunu ve de dünyada, ülkede olup biteni öğrenmek isterler. Bunun yeri de alt yazılardır.
Bu yüzden alt yazılar, telgraf kısalığında, ama haberi veren içerikle yazma yeteneğine sahip birinin sorumluluğuna verilmeli.. Haberler hele bu iletişim çağında anında yenilenmeli.. Bir kişi de ekran başında yayını izleyerek hataları anında düzeltmeli diye..
Kaç paradır bu adamlara verilecek maaş?.
Koskoca kurumun adını, saygınlığını koruma, bu kadarcık paraya değmez mi?..
Elimde fener, Diyojen gibi adam aramaya mı çıkayım?..
"Sorumlu" adam?..
(Şu anda yazım bitti. Kafamı kaldırdım. Karşımda NTV ekranı.. Görüntü ile, Amerika Açık'ta Nadal'ın, Golubev'i yendiğini haber(!) veriyor. Bu maçı dün (Çarşamba) sabah evden çıkmadan önce, sabah sekizden itibaren Eurosport'ta, hem de canlı da değil, banddan izledim. Çünkü gece yarısı oynanmış. NTV, 36 saat sonra o maçı veriyor.. Dün gece yarısı oynanan maçları değil.. Bayram günü sabahın köründe kim internete girer de yeni sonuçlara bakar ki?. Nasılsa soran, eden yok!..)