İstanbul bomboş.. Yollar bomboş.. Gazetede işim bitti. Çıktık. Ortaköy girişine kadar, Sayım Günü gibi geldik. Orada takıldık. Sanki gökten otomobiller inmiş.. Tek şerit ya yol.. Bir uzun kuyruk.. Bekle Allah bekle.. Sonunda ilerleyebildik.. Önümüzde bu otobüs.. Onun önü bomboş.. Ama gitmiyor.. Bir metre gidiyor, duruyor.. Yolun karşısında birine bir şeyler işaret ediyor..
Birini mi bekliyor, yoksa daha evvel gene Ortaköy'de başıma geldi.. Karşıya dürüm, kumpir falan ısmarladı da onu mu bekliyor?..
Yığınla araba da onun keyfini bekliyor..
Yani?..
Sorumsuzluk, sadece bizim mesleğin değil, bu ülkenin kaderi..
O zaman yazdığımda o şöföre ibreti alem bir ceza verilse, bu, ayni şeyi yapabilir miydi?.