Kanyon koridorlarında yürüyoruz, Ünal'la.. İkimizin de ellerimiz ceplerimizde..
"Biliyor musun, elleri cebinde yürümek, vücut dilinde ne anlama gelirmiş" dedim.
Şaşkın şaşkın baktı, Ünal, "Bu da nerden çıktı dercesine.."
"Kendine güven demekmiş" dedim.. "Bugün okudum.. İzzet Çapa, Süleyman Demirel'e sormuş, niye hep elleri cepte dolaştığını.. Süleyman Bey 'Elleri cepte dolaşmak, ben sendelemem, düşmem, demektir' demiş.. Yani ellerin cebinde dolaşırken etrafa 'Benim ellere ihtiyacım olmaz' diyormuşsun.. Politikacı 'Ben sendelemem' mesajını vermek zorundaymış.."
Düşe kalka başı dönen bir liderden, ilginç açıklama.. Daha ilginci bu söyleşiyi yapan.. İzzet Çapa, bizim İzzet.. Kentin bir numaralı restorancısı.. Kendi magazin malzemesiyken, bu defa eline kalemi almış, gazetecilik yapıyor..
Söyleşiyi Mecmua'da okudum. Yeni bir aylık dergi.. Bizim Bekir Saçar Yayın Yönetmeni..
Fevkalade farklı bir magazin dergisi.. Farkı kalitesi.. İkoncan minisi üzerine kurulu olanlardan değil.. Önce "Okunsun" diye hazırlanmış.. Fotoğraflar da farklı.. Özenle düşünülmüş, özenle çekilmiş hepsi.. Paparazzi görüntüleri değil yani..
Bir Mecmua alın ve farkı fark edin.. Magazin farkını..