Gagarin'in uzaya gittiği yıllarda Hasan Cemal, bizim Mektebi Mülkiye'nin en popüler öğrencilerinden biriydi.. Küçük Wembley dediğimiz bahçede oynadığı futbola bayılırdı millet.. Hayatının hatasını yaptı, futbolu seçmeyerek, hep söylerim.. Okuldaki takma adı Gagarin'di.. Ona benzetmişti, Tüllap, Hasan'ı, biraz da çok sıkı solcu olduğundan..
Gagarin "Ergenekon sanıklarına milletvekili listelerinde yer vermek, demokrasiyle bağdaşmaz" diyor..
Nasıl yani Hasan?.. Nasıl yani?..
Seninle ayni okulda, ayni hukuku, ayni siyaseti okuduk..
Demokrasileri, otokratik rejimlerden ayıran en önemli unsur, "Masumiyet karinesi" değil mi?. Suçu kanıtlanana kadar herkesin masum olduğu esası değil mi?. "Demokrasilerde insanlar suçsuzluklarını ispat zorunda değillerdir. İspat yükü, onları itham edenlere düşer" diye öğrenmedik mi?. İnsanları suçlu ilan edip "Hadi kendini temizle, masum olduğunu kanıtla"nın, faşizmin temeli olduğunu anlatmadı mı, Ceza Hukuku ve Siyasal Fikirler hocalarımız?.
"Sanık olmak" insanı hangi hakkından, neden mahkum etsin ki, Hasan?. Hele rejimin adı demokrasi ise ve sen "Demokratım" diye ortaya çıkıyorsan?.
Bir "Sanık"ı aday göstermek, hele de mahalle baskısının demokrasiyi yok edecek boyutlara ulaştığı günümüzde, böyle bir şeye cesaret edebilmek, gerçek demokratların alkışını gerektirir, Hasan.. Yergisini değil..
Bu adaylıklar "İnsanlar suçlu oldukları kanıtlanıncaya kadar masumdur" ilkesinin lafta kalmadığının göstergesidir..
Bu adaylıklar, savcı iddialarını hüküm kabul edip, daha davalar devam ederken yargısız infaz yapanlar ülkesinde, İnsan Haklarının ve Demokrasinin simgesidir.