Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Mağdur var, mağdur var!.

Telefon izlemesi sonunda bir fuhuş çetesini yakalamış İstanbul polisi..
Çeteyi yönetenler, ünlü kişilere, hafta sonları için 5, hafta arası tek gece için 1500 dolara mankenler yolluyorlarmış. Haber bu..
Bazı gazeteler mankenlerin adlarını açık seçik yazdı. Bazıları, baş harflerini kullandılar. Bu ayrı bir tartışma konusu oldu. Konu öyle berbat ki, sonu ne olursa olsun bir yığın genç kız damgalandı.. Keşke isimler hiç açık yazılmasaydı.
Bunların içinde gerçekten servis yapanlar vardır, belki.. Ama hiç haberi olmadan adı telefon konuşmalarında geçenler, hatta farkında olmadan kullanılanlar kesinlikle vardır. Müjde Ar acıklı acıklı gülerek hatırlar. 80'li yıllarda bir çete Müjde Ar'a benzeyen bir kızı bulmuş, Anadolu'dan gelen ağalara pazarlamaya başlamıştı. İş çabuk ortaya çıktı da, Müjde adını kurtardı.
Operasyonu yapan polis işin farkında.. Kızın adının geçmesi hiçbir şeyi kanıtlamaz. Bu yüzden, dinlenen konuşmalarda adı geçenler, "Sanık" değil, "Mağdur" olarak "Alındılar.." (Bu sözcüğe dikkat. Birazdan geleceğim.)
Yani "Bir fuhuş çetesini belirledik, konuşmalarını kaydettik. Sizin adınız da geçiyor, şikayetçi misiniz" demek bu.. Akıllı bir taktik..Kimseyi suçlamıyor, lekelemiyor ve sadece soruyorsunuz..
"Şikayetçi misiniz?."
Kızın dünyadan haberi yoksa ve adı kullanılmışsa, tabii şikayetçi olacak. Ama en iyi kendi bilir, işin içindeyse, "Değilim" demesi muhtemel..
Şimdi, işin bana ters gelen tarafı, telefon dinlemesinde adı geçen "Mağdur" sıfatlı kızların "Alınma"ları..
Mağdur, sabahın köründe evi basılıp mı alınır, yoksa ifade vermek için uygun bir zamanda davet mi edilir?
Sanık alınır.. Mağdur niye alınsın?..
Nitekim, sahte çürük raporu veren bir askeri tıp şebekesi ortaya çıkarılmıştı. Çürük raporu ile askerlik yapmayan Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, bu davanın mağdurlarındandı. Onun da adı, şebekenin konuşmaları arasında geçiyordu.
Aziz Yıldırım alınmadı. Davet edildi. Canının istediği bir gün yanına avukatını aldı gitti ve adını "Sahte çürük raporu" olayına karıştıranlardan davacı olmadığını söyledi. Bunca işi arasında bir de bu dava ile uğraşacak değil ya..
İşin o yanı Aziz Yıldırım'ı ilgilendirir.
Beni ilgilendiren, Fenerbahçe Başkanı için yapılan, normal, adil ve insancıl sürecin, neden mankenlere uygulanmadığı ve genç kızların, mağdur değil, sanık gibi derdest ve teşhir edildikleri..
Hani yasalar önünde herkes eşitti.
George Orwell'in Hayvan Çiftliği'nde domuzların duvarlara yazdığı laf, hâlâ geçerli duruyor, sanki..
"Bütün hayvanlar eşittir. Bazı hayvanlar daha da eşittir."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA