MUSTAFA Balbay, Silivri Cezaevi'nde ikinci Cumhuriyet bayramını geçiriyor. Niye orda olduğunu dahi bilmeden. Daha toplanacak delil mi var?. Ya da çıkarsa karartacakları?.. Kaçma ihtimali.. Hiç biri yok. Adamı bir ara serbest bıraktılar. Gitti gazetesine işin başına oturdu. Ama 600'üncü "Susturulma" gününü yaşadı, üç gün evvel..
Adının Ergenekon olduğu iddia edilen bir dava yüzünden tutuklu.. Türkiye, bu arada ülkeyi daha demokrat, daha adil yapacağı iddia edilen bir Anayasa Reformu geçirdi.
Balbay ve ötekiler hâlâ içerdeler..
Balbay bizden, bizim meslekten olduğu için bir simge.. Yoksa benim için ötekilerden farkı yok. Ben Cüneyt Özdemir'le ayni fikirde değilim. "Benim Ergenekoncum iyidir" diye bir ayrımım yok. Aynen öyle yazmış Radikal'de.. Balbay ve Haberal'a sahip çıkarken "Beni yanlış anlamayın ha" diye özür diliyor, demokratlığına gölge düşmesin diye..
Ben "Suçlu olduğu kanıtlanana kadar herkes, ama herkes masumdur" ilkesine inanırım.. Gerçek demokrat buna inanır. Sadece buna..
600 gün, hele ırz düşmanlarının, alkollü ve ehliyetsiz araba kullanıp adam öldürenlerin "Tutuksuz" yargılandığı bir ülkede resmen ve alenen bir mahkûmiyet süreci olan 600 gün yargısız infazdır.
Yarın onda bir, binde bir, milyonda bir ihtimalle beraat ederse, bu 600 günün bir saniyesini geri verebilecek miyiz, Balbay'a?.
Benim meselem bu!..
Yargıtay Başsavcısını bile azarlayan "Sıkıysa cüppeni çıkar da karşıma geç" diye meydan okuyan Başbakanın, Balbaylar'ı hâlâ ve hâlâ içerde tutanlar için söyleyecek bir şeyi olacak mı, diye de merak ve heyecanla bekliyorum.