Ayşe Arman bana gelmişti, elinde teybiyle, söyleşi için. Veda ederken "Son halini sana maillerim" dedi..
"Sakın ha" dedim.. "Hayat boyu, röportaj yaptıklarımın bu tür tekliflerinden nefret ettim. Yazıyı yayınlanmadan muhatabına göndermek sansürdür. Kendi savaştığım şeyi ben kabul eder miyim?.."
Ayşe beni sever. Meslekte kıdemlisi, ağabeyi sayılırım. "Bana jest yapıyor" diye düşünmüştüm. Ama geçen gün "Ben yaptığım her röportajı yayınlanmadan önce insanlara yolluyorum" deyince dondum kaldım.. Demek bizim yıllardır, ayıla bayıla okuduğumuz söyleşiler, sansürden geçtikten sonra gazeteye giriyormuş.
Bundan böyle Ayşe'yi ayni lezzetle okuyacağımı sanmıyorum.
"Bu kadarına izin verilmiş" diye düşündüren yazılar bana keyif vermez..