Ya ben anlatamadım, özür dilerim.. Ya da insanlar, bazı insanlar anlamak istemiyor.. Ben "Devlet film yapsın" dedim mi, Rahşan?.. Hem de bizim devlet.. Bunca bürokrasi.. Bunca siyasal müdahale, bunca horoz.. Devletin çektiği filmden hayır mı gelir?.. O filmi dünya insanları koşa koşa izler mi?.. O film, bu ülke ve bu ülke insanları hakkında iyi düşünceler uyandırır mı?..
Böyle bir şey söylemem için her halde sapıtmış olmam gerek..
Ben devletin sinemaya destek olmasını istedim.. Maddi manevi.. Olsun ki, bu ülkede de büyük bütçeli filmler yapılabilsin. En ünlü senaristler yazsın. En ünlü yönetmenler çeksin, en ünlü oyuncular oynasın ki, filmi dünyanın dört bir yanında milyonlar izlesin..
Sinema büyük silah.. En büyük beyin yıkama, propaganda, reklam aracı..
Eğer Türkiye "Gece Yarısı Ekspresi" nden şikâyet ediyorsa, bastırsın parayı Hollywood'a, bir de "Öğleden Sonra Postası" çektirsin. Anlatmak istediğim o..
Eğer Türk sinemasının, Hollywood'a, Avrupa'ya kafa tutar filmler çekmesini istiyorsa, bastırsın parayı bir "Cinema Kenti" de Türkiye yaptırsın İstanbul'da.. İçinde dev stüdyolar.. Filmciye çok ucuza kiralanan dev imkânlarla.. Yapsın ki, Türkiye de bu propaganda gücünü kullansın.. Kendimiz çekip, kendimizin bile seyretmediğimiz filmler yerine, dünyanın koştuğu filmler piyasaya çıksın..
Şimdi "Hıncal Abi, devlet film yapınca bak neler oluyor" diye uzun uzun yazan Sevgili Rahşan (XL Gülşan) kardeşim, "Vicky, Christina Barcelona" filmini Catalan Eyaleti, ya da Barcelona kenti mi çekti?.
Yaz kış turiste boğulan kentlerinin reklama ne kadar ihtiyacı olduğuna bile bakmadan tonla para verdiler yapımcılara "Gelin filmi burada çekin" diye.. Tüm çekim masraflarını yüklenmeyi kabullendiler. Milyonlarca euroluk faturaları ödediler.. Değmedi mi?. O filmin sadece yeme içme ve kalma masrafları ile bizde o koca Vizonteleler, Recep İvedikler ve Yahşi Batılar çekilirdi, farka bakar mısınız?.
İspanyol sineması, ki Avrupa'nın en önde gelenlerindendir, Woody Allen'e senaryo yazdırıp çektirmeye, kendi enternasyonal yıldızları Javier Bardem ve Penelope Cruz'un yanına, Scarlett Johansson ve Rebecca Hall gibi dünya starlarını ekleyerek film yapmaya kalksa, bu kaça mal olurdu?.
Biz çekmeye kalksak kaç para harcardık?. Harcayabilir miydik?.
Peki, İstanbul Belediyesi başvursaydı Woody Allen'e "Filmi Vicky, Christina, İstanbul adıyla burada çekin, masraflar bizden" deseydi?.. Ya da Antalya?.. İzmir?.. Yanlarına Özgü Namal ve Kenan İmirzalıoğlu'nu da katıp burada çekseydik, Türkiye, Türk sineması ne kazanırdı, bir düşünelim bakalım?
Devlet destek olursa, devlet teşvik ederse, müthiş filmler yapılabilir, yaptırılabilir..
İşte Shindler'in Listesi yıllardır dünyayı sallıyor. Almadık ödül bırakmadı, yıllardır televizyonlar abone..
Shindler 2 bin Yahudi kurtarmış.. Peki on binlerce Yahudiyi kurtarmış bir Türk Büyükelçisi var ayni dönemde, Hitler'den.. Adını Türkiye'de kaç kişi biliyor?.
Bu filmi de Hollywood yapsa..
Yapmaz mı?..
Birinin itmesi gerek.. Yahudi lobisi itmeye hazırdır merak etmeyin. İlk hareketi verecek bir güç olsun, ötesi gelir.. Bu güç niye biz olmayalım peki?.
Bunun bir yolu vardır mutlak..
Onu da ben mi söylemeliyim?.. Yoksa Kültür Bakanlığı, ya da Tanıtma Müsteşarlığı mı düşünüp bulmalı.. Sinema ile yapılacak çok şey var, Türkiye için.. Ama üç beş kuruşla olmaz bu iş..
Büyük düşünmek, büyük oynamak gerek!..