GEÇEN hafta Perşembe öğle vakti, Ortaköy'de yürüyorum. İyi giyimli, çok kibar, her hali ile beyefendi biri yaklaşıp elini uzattı.. Sıktım..
"Ben Fenerbahçe Kongre ve 1907 Derneği üyesiyim. Bu sabah Aziz Yıldırım kimliği ve kişiliğini anlatan yazınızı okudum. Onunla ilgili bir şey nakletmek isterim" dedi.. "Buyrun" dedim..
Aziz Beyle çok yakın tanışır ve sık görüşürlermiş çeşitli sebeblerle.. Açıklamıyorum, çünkü belki kimliğinin anlaşılmasını istemez..
Bir gün kulüp Haysiyet Divanı'nda bir arkadaşına rastlamış. Demiş ki, "Sadettin Saran olayında adil olun!." Hepsi o..
O akşam Aziz Yıldırım aramış telefonla.. Ve ne demiş bilir misiniz?..
"Burnunu her yere sokma, keserler!.."
***
Aziz Yıldırım'ın çocuk gibi azarladığı yöneticiler istifalarını geri almadılar. Yönetim kurulunda arkalarından ileri geri konuşmalar olunca, Mahmut Uslu gürlemiş.. "Kulübe çok hizmetleri olan bu arkadaşların arkasından konuşmayalım.. Onlara saygıyla teşekkür edelim" demiş..
İşte benim gençlik dostum, sportmen basketbolcu Mahmut Uslu bu.. Yıldırım'ın tetikçiliğine soyunduğu günlerde onu tanıyamaz olmuştum.. Bu görüntü beni nasıl mutlu etti bilemezsiniz.. Darısı çok sevdiğim İrfan Paşa'nın oğlu, Murat Özaydınlı'nın başına..
Bu arada..
İstifayı doğuran azarlamanın altında, Aziz Yıldırım'ın Genç Fenerbahçeliler tribününü çökertme taktiklerinin yer aldığı söyleniyor. Bu tribün için verilen bedava biletlerle Aziz Yıldırım'a muhalif Genç gurubu dağıtmak ve yok etmek hesapları yani..
Yüreği yeten bir Fener muhabiri bildiklerini yazmaya cesaret ederse, gerçeği öğreniriz.