İYİ bir gazeteci daha, köşe yazarlığına başladı. Yılmaz Özdil.. Zeki.. Yaratıcı.. Türkçe'yi iyi kullanır. Yazarken sözünü sakınmaz.. Spor da yazarsa, hele Galatasaray yazmaya başlarsa, harika olacak.
Bir kusuru var. Herkesi kendine düşman sanıyor..
"Hıncal Uluç bizi ve Ali Kırca'yı hep eleştirdi" diyor.. Oysa alkışladım da.. Eleştirim, Ali Kırca'nın magazin sunucusuna çevrilmesiydi. Bir ömür verilerek yapılmış adın reyting için feda, saygınlığın reklama kurban edilmesine tahammül edemeyişimdendi.
"Hürriyet ve Sabah magazinden vazgeçerse, ben de geçerim" diyor. Ayni oranda magazin yapsak, bu gazetenin dörtte üçü İbo ve Asena olurdu.. Öyle mi ölçümüz?..
"Balçiçek Pamir bize 'Yalancı' dedi" deyişi doğru. Hıncal'ı yıpratmak için Balçiçek'in benimle yaptığı söyleşi alabildiğince saptırılırken, Balçiçek yalan söylenerek kullanıldı. Ne desin kız?.
Takvim gene eleştiriler yaptı.
Yılmaz "Dolayısı ile Sabah binasında pek sevildiğim söylenemez" diyor..
Eleştiri ile sevgiyi ayni kaba koyduğun zaman, Yılmaz'ın sadece sevmediklerini eleştirip, sevdiklerini göklere çıkardığı gibi bir anlam doğar.
Sevgili Yılmaz,
Bu takıntılardan vazgeç. Sabahçılar seni niye sevmesinler?.. Ben niye sevmeyeyim.. Vehimleri bırak..
Sen de insanları sevmeye bak.. O zaman ancak, seni sevenleri fark edebilirsin..
O zaman mutlu da olursun!..