Artık bir Pazartesi klasiği oldu. Hayır; "SABAH'tan Mektup"tan değil, haftanın ilk günü Abdurrahman Şimşek imzasıyla yayınladığımız -manşet- haberlerden söz ediyorum.
Abdurrahman kendi kendini yetiştirmiş bir meslektaşım. Genç, iddialı, ihtiraslı ve de tuttuğunu koparan...
Birkaç ay önce bana geldi, "Bir hayalim var" dedi, "Sadece özel haber peşinde koşacak bir birimin başında olmak istiyorum..."
Zaten öyle bir birim olduğunu söyledim, "Haber Merkezi" servisimizi hatırlatarak.
"Yok, benim kastettiğim çok daha farklı bir birim" diye üsteledi, "Bir hafta boyunca, gerekirse bir-iki ay boyunca sadece bir haberi ama pir haberi kovalayacak bir ekip kurmak istiyorum."
Projesiyle ilgili ayrıntıları anlatınca ikna oldum ve "Özel İstihbarat" adıyla yeni bir servis yarattık. Türk basınında bir ilk.
Servis şimdilik 3'ü kadrolu, 6'sı stajyer 9 kişiden oluşuyor. Bir de hukukçu desteği alıyor.
Bir ay ya geçti ya geçmedi; yeni servisimiz ürünlerini vermeye başladı.
Ama ne ürünler! Hepsi de Türk basınını yerinden zıplatan haberler.
Cem Uzan'ın Fransa başkentindeki yaşamını konu alan "Paris'te bir mülteci" Abdurrahman Şimşek ve ekibinin işi.
Sabiha Gökçen Havaalanı'ndaki güvenlik- koruma skandalını gündeme getiren "Manken korumalar" Abdurrahman Şimşek ve ekibinin işi.
Ve bugün yeni bir bombaları... Anlatmama gerek yok, nasıl olsa birinci sayfada gördünüz.
Daha önce yazdım ama bir kez daha tekrarlamamda hiçbir sakınca yok: Basında unutulmaya yüz tutmuş, daha doğrusu pahalı olduğu için mali kaygılarla vazgeçilmiş özel haber geleneğini canlandırdığımız için çok mutluyum.
Tam yazıyı bitirirken Abdurrahman kapıdan başını uzattı, "Yeni bir bomba peşindeyim" dedi, "Pimini çektiğimizde öyle bir gürültü kopacak ki, inanamayacaksınız..."
İnanırım, inanırım... Abdurrahman'ın ve genç ekibinin koparamayacağı haber yok...
Sağlıklı ve mutlu bir hafta dileğimle.