Titizliği hastalıklı ölçüye vardırmış kadınlar vardır; ellerinde bezle oda oda dolaşıp öteberi sıvazlayarak "toz alırlar" boyuna. Ama öylesinin zararı kendinedir. Bizim cinsin "erkekliğe toz kondurmama" denilen abartılı alerjisi ise herkes için tehlike yaratır.
Otoyolda kimseye geçilmemek için slalom zikzaklarıyla şerit tıkayan hödük de o dertten mustariptir, bir oğlana baktı diye kızını öldüren canavar maganda da. Salakça efelenmeye çoğu kez "onur koruma" kisvesi giydirilir ama doğru adı ego savunmasıdır.
(Normal boyut ve biçimde ego değil tabii. Özgüveni kıt, şişkin, çarpık olanı.)
Söz konusu tutumu kolaylaştıran bir yanlış da soyut "onur" uğruna zırvalarken somut sonuçların göz önünde bulunmamasıdır. Otoyol manyağı bir kaza kalıntısına yakından baksa, yanık ceset kokusu burnunu yaksa, ayağı gaz pedalına coşkuyla abanamaz bir daha.
***
Savaş da bir sözcük ve bir kavramdır. Çarpışmak, şehit düşmek, etkisiz hale getirmek, zayiat vermek ya da verdirmek... Soyut düzeyde harf dizileridir hepsi.
Her gün ekranlarda vurulup pattadak ölen öyle çok film ve dizi kurbanı izlemekteyiz ki, o olay bir oyun görüntüsü gibi rutinleşiyor kafamızda. Gerçek ise çoğu zaman farklıdır. Gözü çıkan, bacağı kopan, bağırsakları pırtlayan insan feci ve iğrenç debelenmelerle can çekişerek ölür.
Şimdi yine -ve bu sefer galiba daha gerçekçi biçimde- barış peşindeyiz. O da bir kavram. Ama beş harfli sözcüğün yansıttığı tablo harika bir görüntü: bugünkünden çok daha temiz Türkiye.
Yazık ki ısrarla karşı çıkanlar var. "Dünya savaşına girmediğimiz için erkekliğimiz zedelendi" tezine benzer görüşleri bugün bile savunabiliyorlar. Barış isteyen kişi ya vatan haini hin oluyor onların gözünde, ya Erdoğan yalakası cin.
***
Söyleyeceğimi kanıtlamak için önce aptalca böbürlenir gibi konuşayım. Toplumumuzun en maço kesiminde bile "erkeklik" ölçüsü diye benimsenen ne var? Hesapsızca gözü karalık, donkişotça serüvencilik, yerli yersiz kavgacılık, kadın budalalığı, katır inatları, vb.
Hepsinin daniskasını sığdırdım ömrüme. Ağır faturalarını ödedim ve ödemekteyim. Ama ülkeye barış gelecekse, ulusal bekayı tehlikeye atmayacak her dileğin karşılanmasına, kendi hesabıma da o özelliklerin tersine sahip sayılmaya razıyım. Bir tek Türk ya da Kürt gencinin canının kurtulmasına yarar sağlayacağını bilsem yarın travesti olurum.
Sapık, korkak, dalkavuk... İsteyen istediğini desin.
Elverir ki insanlık onurumuz "erkeklik" saplantımıza ağır bassın artık.