He hey, magazin dünyamıza geçen hafta düşen ve tartışmalara doyulmayan yeni bir konumuz var. Ünlülerimiz ve havada kapılan cep telefonları.
Ne olmuş? Cep telefonu markası Blackberry, Nişantaşı'ndaki Longtable Supermarket'te lansman yapmış.
Lansman bu, ilk hedefi nedir? Kendilerinden söz ettirmek.
Peki ürünlerini en kolay nasıl duyurabilirler? Cevabı basit; ünlülerle.
Bu Türkiye'de de böyledir dünyada da.
Mesela Hollywood şöhretlerinin kullandıkları her şey moda olur. Jean, saat, çanta, çorap, takı, mayo, cep telefonu fark etmez. Ünlü kişi o ürünü üzerinde taşıdı mı ürün patlar!
Bu yüzdendir ki firmalar ünlülere yeni çıkan ürünlerini hediye ederler. Bazen ürünü kullanmak isteyen ünlüler üzerine para bile alırlar. Bu, "kazan kazan" tabir edilen bir durumdur.
Hem piyasaya yeni çıkmış ürün popüler olur hem de ünlümüz "trendsetter" ilan edilir.
Buraya kadar anlaştık mı?
Eh Blackberry yetkilileri de aynı bilindik formülü uygulamış işte. Partiye basının gözdesi ünlüleri davet etmişler. Katılanlara da yepyeni telefonlardan hediye etmişler.
Bunun adı hiçbir zaman "görgüsüzlük" değildir. Çünkü her zaman lansmana katılan ünlülere firma tanıttığı neyse hediye eder.
Yani bu kadar kıyamet koparmaya gerek yoktur.
Ha tabii yine yurdumda işin suyu çıkmıştır ya o da ayrı. Yani sen lansmana koşa koşa gidip beş tane cep telefonunu kolunun altına alırsan komik duruma düşersin.
Dışarıdan bakanlara "hele bir soluklan yeğenim" hissi verirsin.
Benim demem o ki; firmanın yaptığında bir sıkıntı ya da yanlış yoktur. Partiye Salı Pazarı'na gitmiş ne varsa kapmış abla hissiyle koşan ünlülerimizde sıkıntı vardır. İşin ayarı orada kaçmıştır.
Eh zaten ünlülerimizin ayar sahibi olduğunu kim söyledi ki.