Gündemdeki dizimiz "Muhteşem Yüzyıl". Kahramanımız Hürrem Sultan. Kadın, cümle âleme ibret. Kadın, vallahi acayip bir kadınlık dersi. Peki ağzımızın beş karış açık kalması suretiyle izlediğimiz Hürrem'den neler öğreniyoruz.
Hürrem Abla der ki; önce kafeslenmeye değer bir adam bulunup hedefe kilitlenilecek.
Her zaman B planın olacak.
Sürekli ona buna ağlayıp, zırlanmayacak. Erkek kısmı güler yüzlü, neşeli kadın sever.
Yukarıdaki madde çerçevesinde "kan kusup, kızılcık şerbeti içtim" denecek. Sen yenilmezsin, seni ancak sen yenersin.
Gözyaşı en büyük silahındır ama doğru zamanda kullanılırsa... Unutulmayacak. Güler yüzlü bir kadının aniden ağlamasına hangi erkek dayanır?
Eğer mevcutsa diğer kadın düşman bellenecek ama adamın yanında adı ağza alınmayacak, yokmuş gibi davranılacak.
Mağdur oynanacak. Erkeğe sığınılacak. Aslında öyle olmasan da kendine "erkeğe muhtaç kadın" süsü verilecek.
Her şey kendin için ama bunu sadece sen biliyorsun. Acilen bünyede "erkeği için herrrr şeyi göze alabilecek kadın" havası yaratılacak.
Hep en iyi, en tatlı, en üzerine oyunlar oynanmış, en talihsiz kadın senmişsin mesajı verilecek. İyi ki adam geldi de seni kurtardı hesabı. Ooo kıyamam.
Padişah bile olsa her erkek kadınların kölesidir, bu böyle bilinecek.
Adam 7/24 övülecek. Çünkü erkek milleti övülmelere, pohpohlanmalara doyamaz.
Aşk hırstır, sevişmek intikamdır. Bir kenara not edilecek.
Erkeğin çevresindeki işine yarayan piyonlar yanına çekilecek, potansiyel düşmanlar etkisiz hale getirilecek.