Çok tatsız bir durum çok!
Seyirci ne zaman hainleşebiliyor?
Senin için ölmeye ölmeye ölmeye gelen taraftar ne zaman alkışı bırakıyor?
Yıllardır seni baş tacı edenler ne oluyor da canını acıtmak istiyor?
Bir imzalı fotoğraf alamayınca, seni canı istediği gibi kullanamayınca neden öfkeden kuduruluyor?
Bu iş bu kadar nankör mü?
Cem Yılmaz'ın başına gelenlerden sonra insan şapkayı önüne alıp düşünmeden edemiyor doğrusu. Ne olmuş kovboyumuza?
Efendim kendisi Malatya'da bir alışveriş merkezinin açılışına katılmış. AVM'nin sinema salonunda da yeni filmi 'Yahşi Batı'nın gösterimi yapılacakmış.
Cem Yılmaz'ın açılışa geleceğini duyan binlerce hayranı AVM'ye akın etmiş. Buraya kadar maşallah her şey güzel, ortalık sevgi seli.
Ya sonra ne olmuş? Film gösteriminin ardından Cem Yılmaz 10 dakikalık bir basın toplantısı yapıp, binayı terk etmiş. Halkın fotoğraf çektirme isteklerini geri çevirmiş.
Tepki gösteren halk da "Yaşasın Recep İvedik" tadında tezahüratlarla Cem'in canını sıkmış.
Haberin fotoğraflarına bakıyorum... Bir insanoğlunun o kalabalıkla başa çıkabilmesine, herkesi tek tek mutlu edebilmesine, her isteyenle fotoğraf çektirebilmesine imkân var mı? Besbelli yok!
Bildiğiniz izdiham var. Korumalar Cem Yılmaz'ı sağ salim kurtarmaya çalışıyorlar.
Cem Yılmaz öyle bir kalabalıkta ezilebilir, başına bir iş gelebilir, ona ulaşma coşkusu katılanların birbirini ezmesine sebep olabilir falan filan. Sonuç: En iyisi binayı terk etmektir.
Hadi gidelim, birimiz Cem Yılmaz'ın yerine geçelim. Kolay mı? Herkesi mutlu etmek, binlerce kişiyle öpüşmek, olaysız tek vücut oradan çıkmak kolay mı?
Bir de üstüne 'Recep İvedik' tezahüratı yiyorsun.
O zaman sorumuz şu; ne zaman ağzınla kuş tutsan bile kimseye yaranamazsın?
Ve ne zaman hayran olduğumuz bir sanatçıyı uzaktan sevmek aşkların en güzeli olmaktan çıkıverdi? Bizde ne değişti?
Neden ünlülerin her şeyine sahip olmak istiyoruz? Ne zamandan beri böyle olduk biz? Hep daha fazla, hep daha fazla... Ne zamandan beri?