Bu nasıl bir özgüvendir sayın seyirciler.
Bu nasıl ipleri ele almaktır.
Bu nasıl ayrıldıktan sonra bile gücü elinde tutma sanatıdır.
Pazartesi günü gazetelerde görmüşsünüzdür. Oyuncu Hande Ataizi eski sevgilisi Fazıl Say'ın doğum günü partisine gitmiş. Hazır yeri gelmişken önce Fazıl Say'ın 30. yaşını kutlayalım. İyi ki dooooğduuun Faaazıııll.
Sonra da Hande Ataizi'yi kutlayalım.
Neden kutluyoruz hatta hızımızı alamayıp ayakta alkışlıyoruz Hande Ataizi'yi. Ee, çünkü biz böyle bir rol çalma, biz böyle bir parti alt üst etme görmedik de ondan.
Pek zeki, pek fırlama bir kadın Hande Ataizi. Bakın parti çıkışında 'Fazıl Bey'e ne hediye aldınız" diye soran gazetecilere gülerek ne cevap vermiş; "Benim buraya gelmem ona en güzel hediye".
Vayyy be! Peki Hande bu yanıtıyla ne demek istedi sizce? Bence birçok şey... misal;
a. Eğer ilişki acı sonla bittiyse; "Fazıl geldiğime şükretsin!"
b. Eğer aşk olayı Hande'de bitmiş Fazıl'da bitmemişse; "Ne hediye alacağım, geldim ya, yetmez mi, hatta gitsin timsah yürüyüşü yapsın".
c. Öylesine geçerken uğradıysa; "Hediye almaya üşendim bari şanım yürüsün".
d. Bu zaten klasik bir Hande tavrıysa; "Ben zaten dünyaya hediyeyim, kimseye de hediye almam, benim varlığım bonustur dostlar" demek istemiş olabilir.
Dört maddede de ortaya çıkan, zihinlere kazınan anlam şudur; Hande Ataizi yine en şık, en seksi, en havalı haliyle eski sevgilisinin partisini şereflendirmiş, özgüveninin, aşmışlığının, eski sevgiliyle dost kalmakta bir sakınca görmediğinin altını çizmiş, frikiğini verip magazin sayfalarına manşetten girmiş, özetle cümle âleme "benden sonra tufan, dünyanın merkezi benim" demiştir.
Helal olsun. Takdir ettik mi? Ettik valla.