"Hazırlıkların öğrenilmesi durumunda çalışmaların Harp Oyunu olduğu bildirilecek..."
Türkiye aylarca enerjisini Balyoz Planı'nın "Darbe mi Harp oyunu mu?" olup olmadığına harcadı. Şimdi ortaya çıkan belgelerdeki bir cümle çok şey anlatıyor. Kuşkusuz bu sürece yargı karar verecek ama Türkiye'deki gariplikleri de görmek gerekiyor. Balyoz Planı'nın bir darbe planı olmadığını, darbesever eski komutanların savunmasında şaşırtıcı bir durum yok. Asıl şaşırtıcı olan onlara sahip çıkan siviller...
Tabii sadece bugün değil, neredeyse son 5 yıldır, "Darbe girişimi oldu mu olmadı mı?" sorusunu tartışıyoruz.
Biraz geriye gidip o günleri hatırlamakta yarar var. Türkiye, darbe girişimlerinin olduğunu ilk kez eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek' in "Darbe Günlükleri" haberiyle öğrendi. Nokta Dergisi'nde Alper Görmüş' ün yayınladığı darbe günlükleri gündeme bomba gibi düşmüştü...
Neler yapılmadı ki... Nokta'ya operasyonlar düzenlendi, yetmedi dava açıldı o da yetmedi Nokta kapanmak zorunda kaldı.
Sonra Ergenekon Terör Örgütü soruşturma süreci başlatıldı. Türkiye ikiye bölünmüştü. Ama darbe girişimcilerinin peşi bırakılmadı. 2008'den itibaren Kafes Eylem Planı, İrticayla Mücadele Eylem Planı gibi girişimler ortaya çıktı...
En son AK Parti'nin iktidara geldiği 2002'nin son günlerinde planlanan ilk darbe planı Balyoz belgeleri ortaya çıktı. Ortak payda hiç değişmiyordu: İrtica ve bölücülük...
Ve hep aynı umut: "Merak etmeyin yakında her şey düzelecek, iyi şeyler olacak."
Bir kısım siyasi parti bile bu yalana inandı. Ama asıl tehlikeli olan bu süre içinde darbe severlerin, yarattığı kafa karışıklığının toplumda destek bulmasıydı.
12 Eylül referandumunun ortaya çıkardığı yüzde 58'le yüzde 42 karşıtlığı tam da bu sürecin bir ürünü...
Böylece Türkiye toplumunun en kentli kesimi, sorunlar üzerinden değil, değerler üzerinden siyasete zorlanarak kutuplaştırıldı. Buradan çıkış yolu da "Ancak darbe olursa kurtuluruz" diye gösterildi. Ve toplum kesimleri arasına "nefret" ekildi.
Şimdi seçime gittiğimiz bugünlerde bu nefreti körükleyecek söylemler yeniden devreye sokuldu. Buradan çıkışımızın tek yolu var; Darbe severleri hukuk içinde yargılayıp mahkûm ettirmek.