MYK seçimlerinin bitmesiyle artık bütün gözler CHP'nin izleyeceği siyasete çevrilecek.
Son günlerdeki tartışmalar izlenince CHP'lilerin gelip sıkıştığı üç temel konu var: Türban, Kürt ve Alevi meselesi...
Özellikle yolsuzluk ve yoksulluk konularında özgüvenle konuşan yeni CHP'liler konu türbana veya Kürt meselesine gelince topu taca atıyor. Açıkça CHP içinde derin bir sıkışma yaşanıyor.
Ancak son günlerde Kılıçdaroğlu'nun askeri darbelere ilişkin açıklamaları bu sıkışmayı biraz olsun rahatlatıyor ve yeni bir siyaset dilinin devreye gireceğini gösteriyor. Bu umut veriyor ama diğer konulardaki belirsizliği de soru işareti yaratıyor.
Bu durum bana şu fıkrayı hatırlattı:
"Gezgin gideceği köye ne kadar zamanda ulaşacağını merak ettiği için yaşlı bir köylüye sormuş:
- Şu karşıdaki köye kaç saatte gidebilirim?
Yaşlı köylü adamın yüzünü bile bakmadan şu cevabı vermiş:
- Bilmiyorum...
Gezgin bir cevap alamayınca gideceği köye doğru yola koyulmuş. Bir süre gittikten sonra yaşlı köylü arkasından bağırmış:
- İki saatte gidebilirsin...
Gezgin şaşırmış ve sormuş:
- İyi de demin niye söylemedin?
Yaşlı adam bu kez şöyle demiş:
- Yürüyüşünü görmeden ne söyleyebilirim."
Kılıçdaroğlu, uzun siyasi yürüyüşüne kurultay konuşmasıyla düşük tempoda başladı. 60 darbesine karşı çıkışı, diğer darbeleri eleştirmesiyle tempoyu biraz artırdı. Önümüzdeki süreçte maraton koşucusu olup olmadığını, Türkiye'nin yapısal değişimine ilişkin ne diyeceği belirleyecek.
Siyaseti dizayn etmek isteyenlerin beklentisine rağmen bu yürüyüşü biraz daha izlemekte yarar var.