İstanbul'un yaşadığı ulaşım sorununu çözmek için her gün yeni bir şey ortaya atılıyor. Yeni tartışma konumuz, 'Köprü gişeleri kaldırılırsa ne olur?'
İşin doğrusu hiçbir şey olmaz.
Tartışmayı, daha doğrusu boş tartışmayı çok sevdiğimiz için bir süre oyalanırız. Oysa köklü çözümlere ihtiyaç var. Bunun için ilk adım belediyelerin mevcut yasaları tam uygulamasından geçiyor.
Şimdi İstanbul'da olanlara bir bakalım. İki temel ihtiyaç öne çıkıyor; toplu taşıma ve otopark. Metronun kaçınılmazlığını artık herkes kabul ediyor.
Peki otopark konusunda neden sıkıntı yaşıyoruz?
İstanbul'un ana caddelerinden ara sokaklarına bırakın arabaları, artık insanlar yürüyemez oldu. Caddeler, sokaklar sağlı sollu otoparka dönüştü.
Neden?
Bina yaparken otopark yapmıyoruz da ondan. Vatandaş olarak kendimizi suçluyoruz. Aslında asıl suçlu belediyeler.
İmar Kanunu'nun 10. maddesine göre belediye, otopark yaptırmayan her bina sahibinden 'Otopark Harcı' adı altında ciddi para alıyor.
Rakamlar binasına göre 30'la 60 milyar arasında değişiyor.
Niçin alınıyor? Otopark yapılması için.
Peki yapıyor mu? Tek bir örnek yok.
Adeta 'otopark harcı' otopark 'haracına' dönüşüyor. Yani bizleri haraca bağlayan sadece 'otopark mafyası' değil, kendi oylarımızla seçtiğimiz belediyeler de aynı şeyi yapıyor.
Sizin semtinizde, çevrenizde belediyenin sizin için otopark yaptırdığını duydunuz mu?
Peki bu 'otopark haracı'nın alınmasına kim dur diyecek?