Yurtdışında okuyan binlerce öğrencinin yaşadığı burs sıkıntısını gündeme taşıyınca merakla bekledim: Acaba bizim seçilmişlerimiz nasıl tepki verecek?
Bir önceki yazımda, dünyanın en önemli üniversitelerinden biri olan Harvard'da bölüm başkanı olan Hasan H. Otu şöyle diyordu:
"Ben bu konuda milletvekillerine ulaşmaya çalışıyorum ama çoğu cevap dahi vermiyor. Tasarının geçmesi gerçekten çok önemli. Bu tasarı geçerse ben önümüzdeki 3 yıllık dönemde 1-2 bin arası akademisyenin Türkiye'ye döneceğini düşünüyorum. Bu ne 'büyük bir devrim' olur düşünebiliyor musunuz?"
Hasan Otu'nun ne kadar haklı olduğunu yazılardan sonra ben de gördüm.
Konu direkt milletvekillerinin ilgi alanı içindeydi ve tepki veren tek isim yoktu.
Şu halimize bakın, Amerika'da bir üniversite öğretim üyesi derdini anlatmak için yetkili veya seçilmiş birini arıyor ama cevap veren yok.
Gazeteci yazıyor, bırakın 550 milletvekilini, Meclis'te bizzat olayla ilgili Milli Eğitim Komisyonu üyelerinden bile ses çıkmıyor. Onlardan ses çıkmayınca, önce Milli Eğitim Komisyonu Başkanı Tayyar Altıkulaç'ı, ardından da CHP İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek'i aradım.
Komisyon Başkanı Tayyar Altıkulaç aradan günler geçmesine rağmen hala dönmedi. Altıkulaç, bir dönem Diyanet İşleri Başkanlığı da yapan deneyimli ve Türkiye'nin sorunlarını bilen bir isim. Ama binlerce öğrenciyi ilgilendiren bu sorunla ilgilenmemesine doğrusu çok şaşırdım.
Bu ilgisizlik karşısında 'Neden beyin göçü oluyor' diye hayıflanmak anlamsızlaşıyor. Çünkü, 'beyin göçü' olmaması için ortada elle tutulur bir neden yok.
Neyse ki, komisyonun CHP'li üyesi Berhan Şimşek hem aradı, hem de komisyonun hazırladığı yasa önerisini bize geçti.
Berhan Şimşek binlerce genç insanı ilgilendiren yasa tasarısının neden geri çekildiğini şöyle anlatıyor:
"Bu tasarı sadece burslarını ödeyemeyen öğrenciler veya öğretim üyeleriyle ilgili değil. Tasarının içine, bölücü veya şeriatçı olarak suçlanmaları nedeniyle okullarından ilişiği kesilmiş öğretim elemanlarının yeniden dönmelerini sağlayan maddeler koydular. Biz de buna karşı çıktık."
Aslında Şimşek'in karşı çıktığı ve 'bölücü, şeriatçı' olarak nitelediği insanların durumunun ne olduğu da çok net değil. Ayrıca bu gerekçeyle binlerce öğrenci ve öğretim üyesine 'burs kabusu' yaşatmak doğru mu?
Şimşek, 'biz buna karşı değiliz' diyor ama ne yazık ki bu siyasi zıtlaşmaların bedelini onlar değil, yurtdışında okuyun genç beyinler ödüyor. Ve ortaya içler acısı bir durum çıkıyor.
Türkiye bu utanca artık bir son vermeli.
Çünkü, Türkiye sadece 'para tahsil' edemediği için kaybetmiyor, asıl o beyinlerin bu ülkeye katacağı değeri kaybediyor. Bu, o paraları tahsil etmekten daha önemli değil mi?
Hem 'beyin göçü'nden şikayet edeceğiz, hem de bu göçün geri dönüşü için kimse kılını kıpırdatmayacak. Olacak şey değil.