Gazetecilikte haber takibi önemlidir. Yazdığınız yazı sadece okunup geçiliyor mu, yoksa gereği yerine getiriliyor mu? Türkiye bu açıdan zor bir ülke. Ama olumlu şeyler de olmuyor değil. Örneğin geçen yıl İstanbul Emirgan Korusu'nda bulunan tarihi Sarı Köşk'le ilgili bir yazı kaleme almış ve şöyle demiştik: "Yer İstanbul Emirgan'daki Sarı Köşk... Hani rahmetli Çelik Gülersoy'un İstanbul'a kazandırdığı o tarihi köşklerden biri. Sarı Köşk'te görev yapan Recep Kanca, 18 Ekim 2004 günü bir dilekçe yazdı. Dilekçesinde ' Sarı Köşk' ün deprem açısından büyük risk taşıdığını belirterek, bu nedenle burada ne önlem alındığını' sordu.. O sordu ama sorduğuna da bin pişman oldu. Çünkü, 19 Ekim 2004'te Kanca'nın işine son verdiler."
Peki sonra ne oldu?
Haberin iki önemli unsuru vardı: Birincisi Sarı Köşk'ün depreme dayanıksız oluşu, ikincisi ise bunu dile getiren Recep Kanca'nın işten atılması.
Recep Kanca'nın işten atılması konusu yargıda ve oradan gelecek karar bekleniyor.
Gelelim Kanca'nın duyurmaya çalıştığı ve işinden olmasına neden olan " Sarı Köşk' ün depreme dayanıklı hale getirilip getirilmediği " konusuna. Bu konuda ne İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden, ne de bağlı kuruluş Beltur'dan tek kelime cevap gelmedi.
Gelişmeyi bize yine Recep Kanca iletti. Duyarlı vatandaş Kanca, gönderdiği mailde şöyle diyor: "Ben Recep Kanca, geçen sene sizinle yapmış olduğum bir röportaj sonrasında Sarı Köşk'ün depreme karşı dayanıklı olmadığını belirtmiştim. Siz de bu konu üzerine bir yazı yazmıştınız. Evet, sesimizi duyan oldu ve SARI KÖŞK ciddi bir tadilattan geçirilerek tarihi kimliğine yeniden kavuşturuldu ve bina güçlendirildi. Artık insanlar buraya çekinmeden hiçbir endişe duymadan gidebilir. Bu konuda yaptığınız haberden dolayı size teşekkür ederim."
Dikkatinizi çekiyor mu?
Yapılan haberden dolayı teşekkür eden kişi o kurum tarafından işten atılan bir vatandaş. Dahası o vatandaşın kendisini işten atan Beltur yöneticilerine de bir çift sözü var: "Bu arada beni işten çıkarmış olsalar da Beltur yönetimine teşekkür ediyorum . Çünkü en azından sesimizi duydular ve tadilatı yaptırdılar. Ben hayatım boyunca böyle bir olayın üzerine giderek bir netice aldığımı, insanlara küçük de olsa faydam dokunduğunu anlatacağım. Ben, gelecek nesillere ' kendiniz zarar göreceğinizi bilseniz bile insanlara faydası olacaksa yanlışların üzerine gitmek gerektiği' mesajını vermek için uğraştım. Başardım, gururluyum onurluyum."
Fazla söze gerek var mı?
Vatandaşın hizmetinde olması gereken kurumları yönetenler, böyle duyarlı olmadıkça işimiz çok zor.