Türkiye'de bazen öyle gariplikler oluyor ki insan işin içinden çıkamıyor. Bu garipliklerden biri bizzat Başbakan Tayyip Erdoğan'ın katıldığı Çanakkale Zaferi'nin törenlerinden sonra yaşandı. Başbakan Erdoğan'ın Çanakkale şehitliklerini gezerken yaşanan garipliği Gazeteci Cemile Varol şöyle anlatıyor: "Bu gezi sırasında Başbakan Tayyip Erdoğan şehitliklerin durumunu hiç beğenmez. Bunu da yanındakilere söyler. Görüntüler televizyonlarda yayınlanırken, İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Başkanı Ali Kahyaoğlu'nun dikkatini çeker. Ali Kahyaoğlu, yönetim kurulu toplantısında bu sorunu dile getirir. Yönetim Kurulu üyeleri, ' Şehitlerimize olan borcumuzu ödemek bizim vazifemiz. Onların mezar taşlarını adlarını da kazımak kaydıyla bizim birliğimiz yapsın' derler." İstanbul Maden İhracatçıları Birliği'nin bu önerisi gerçekten güzel. Güzel ama sonrası önemli. Sakın ' ne olabilir ki?' diye sormayın. Yazının devamını birlikte okuyalım: "Gönüllülük temelinde devletin kasasından 5 kuruş almadan yapılacak bu çalışma için devlet iznine ihtiyaç vardır. Ali Kahyaoğlu bir yurtdışı gezisi sırasında durumu Başbakan'a anlatır. Başbakan olaya sıcak bakmıştır. Dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu'ya işi havale eder. İMİB konunun üzerinde ısrarla durur. Dosya Orman Bakanı Osman Pepe'ye kadar ulaşır..." Durumu gördünüz işin içine devlet erkanı da girdi. Şehitliklerin İstanbul Maden İhracatçıları Birliği tarafından imar edilmesi için hazırlanan dosya Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'ye kadar ulaştı. Ali Kahyaoğlu ve arkadaşlarının beklediği tek şey, ' Başlayın' yazısının gelmesi.
Sizce gelmiş midir? Yine Cemile Varol'un www.hurhaber.com İnternet haber sitesindeki yazısından işin izini sürelim: "Bu yılın ağustos ayı başlarında gazetenin birinde Çanakkale Valisi'nin bir açıklaması vardı. Valilik şehitliklerin onarımı için bütçeden pay ayırmıştı. İhale açacaktı. Valiliğin internet sitesine girip email adreslerini aldım. Yukarıda yazdıklarımı onlara da aktardıktan sonra 'İller Bankası'ndan şehrinize çok para mı aktarılıyor ki siz bu işi gönüllü yapacaklar dururken ihale açmayı düşünüyorsunuz?' sorusunu yönelttim. Çanakkale Valiliği'nin okundu bilgisi 23 Ağustos 2005 tarihinde bana ulaştı. Ama zahmet edip bir iki cümle cevap verme gereği bile duymadılar. Neden?.." Gerçekten neden? Acaba, bu tür bir işin bizim bilmediğimiz bir boyutu mu var? Yoksa işin altında başka şeyler mi yatıyor? Başta Çanakkale Valisi olmak üzere ilgili herkesin bu konuda ne düşündüğünü eminim siz de merak ediyorsunuz.