Türkiye 40 yıllık tarihi yolculuğunun en zor dönemecini geçti. Hem Türkiye için, hem de Avrupa için yeni bir dönem başlıyor.
Bu nedenle 3 Ekim tarihi, gerçekten ' tarihi bir gün.' Bu tarih, aynı zamanda son yıllarda adım adım süren ' sessiz devrim'den ' sivil devrim'e geçildiğinin tarihidir.
Bir anlamda ' Medeniyetler Çatışması'ndan söz edilen küresel dünyayı etkileyebilecek bir değişim bu.
İşin Türkiye boyutuna gelince, bundan sonra müzakere süreci zorlu da geçse hatta kırılmalar da yaşansa, atılan bu ' ilk' adımın hayata yansıması gerçekten ' büyük' olacak.
Bu değişimin başında ise ' yerel yönetimler ve yerel demokrasi' geliyor. İşin belki de en can alıcı noktası burası.
AB süreci devrim yaratır
Peki AB müzakere süreci yerel yönetimleri nasıl etkileyecek? Şehirlerimiz, ilçelerimiz, köylerimiz ve mahallelerimiz bundan nasıl etkilenecek? Konuyu İstanbul'un iki farklı belediye başkanı ile görüştük. CHP'li Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk ve AK Partili Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay.
Selami Öztürk, 3 Ekim'de başlayan AB müzakere sürecinin belediyeleri olumlu etkileyeceğini belirtiyor ve şunları söylüyor: "Her şeyden önce AB, kentleşme, imar ve yeşil konusunda ciddi kriterler getirecek. Bu kriterlere Türkiye'nin ihtiyacı var . Türkiye, özellikle de büyük şehirler, büyük sıkıntılarını bu noktalarda yaşıyor. Bu kriterler yaşama uygulandığında herkes rahatlayacak, gelecek kuşaklar daha iyi kentlerde yaşayacak. Bu yönüyle bir kent yöneticisi olarak Avrupa Birliği'ne adım atmamızdan büyük mutluluk duyuyorum ."
Öztürk, AB sürecinin önemli bir katkısının da yerel demokrasi boyutuna getireceğine dikkat çekiyor ve şöyle diyor: "Biz de bugüne kadar siyasi partiler, muhalefetteyken yetkilerin yerelleşmesi konusunda ciddi mesajlar verdiler.
Ama iktidara geldiklerinde bütün yetkileri ellerinde topluyor. Kimse yetkisini vermeye yanaşmıyor. Merkezi sisteme göbekten bağlı, insanlara güvenmeyen ve halkına güvenmeyen bir yapı . Şimdi AB sürecinde bu tam tersine dönecek.
Belki ileride kentlerdeki atanmışların yerine bile seçilmişler gelir. Bu değişim kent yönetimlerinde devrim anlamına gelir ."
Makro planlama gerekiyor
Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay ise AB sürecinde yerel yönetimlerin çok daha fazla sorgulanacağı ve kolektif çalışmaya yönelteceğini vurgulayarak şöyle diyor: "Şu anda merkezi yönetim yapması gerekeni yaptı. Bundan sonraki en önemli görev yerel yönetimlerin.
Bizim ciddi manada şehircilik ve sosyal yaşamın iyileştirilmesi konusunda projeler üretme zorunluluğumuz var. Ve en önemlisi planlama. Neyi nereye yapacağınızı bilmeniz gerekiyor . Ayrıca deprem konusunu da göz ardı etmememiz gerekiyor. Buna ilişkin somut projelerimizi bir an önce hayata geçirmemiz lazım.
Ama bütünün bir parçası olarak planlama yaparsak sorunlar yaşanmaz.için bir an önce makro planlamanın yapılması gerekiyor."
AB yatırım için saldıracak
Planlama konusuna özel vurgu yapan Aziz Yeniay ilk üç yılda yaşanacak ciddi bir tehlikeye dikkat çekiyor ve şöyle diyor: "Geçmişte İstanbul'da görüldü, plansızlık nedeniyle Haliç'in kıyısına, Kazlıçeşme'ye fabrikalar kuruldu. Sonra yıllarca bunların kaldırılması için uğraştık.
Bu nedenle AB süreci ile birlikte önemli bir tehlike var. Önümüzdeki iki üç yıl yatırımlar için yabancıların saldıracağı bir dönem olacak . İstanbul'a Ege'ye Akdeniz'e hücum olacak . Eğer burada hazırlıksız yakalanırsak yapılan yatırımlar bir süre sonra sorun haline gelir.
Önümüzde yaklaşık 10 yıllık bir zaman var. Öncelikle şehirlerimiz yeni baştan dizayn edilmek zorunda."