AK Parti'nin Genel Başkan ve Başbakan adayının seçimi, "ilkelerin, süreçlerin ve ilişkilerin" sonucu oldu. Belirleyici başlıklar, Haziran 2013 Gezi olayları ile 17-25 Aralık 2013 siyasete müdahale girişimlerine karşı takınılan tutumlarda gizliydi.
Önce, hafızaları tazelemek isterim. AK Parti liderliğinde kırılma yaratan olaylar dizisi yaşanmadan çok önce, 16 Mart 2013'te yayımlanan yazımın son bölümü şöyle idi:
"Halkın seçeceği Cumhurbaşkanı'na 16 ay kala Gül, 'Emekli olmak istemediğini' ilan etmişken, bundan sonra ne beklenebilir? Senaryo çok... Ama belirleyici kriter "özel hukuk" olacaktır.
Kardeşlik hukukunun üzerine "Fedakârlık hukuku" bina edilecektir.
Çözüm, "özveriden" geçecektir. Hareketin liderine göre çizgi çekilmezse bir kazanan, çok kaybeden olur!"
Yani... Ağustos 2014'te karşılaştığımız siyasi tablo, aylar öncesinden belliydi.
***
Bir diğer nokta...
Ahmet Davutoğlu ismi... Dışişleri Bakanı'nın onlarca seyahatine katıldım. Tarzını, üslubunu, düşünce dünyasına etki eden unsurları yeniden sıralamaya gerek yok. Ancak sahadaki performans, bakanlığın ve hocalığın üstünde özellikler de gerektiriyor. Bu nedenle, 21 Mart 2014'te, yerel seçimlere gidilirken Davutoğlu'nun Konya'nın ilçelerinde düzenlediği mitingleri izledim. Meydanın diliyle konuşma, halkla soru-cevaplı diyalog kurma, kitleleri coşturma gibi ölçütler açısından, "
Davutoğlu, bu işin üstesinden gelir" izlenimi edindim.
***
Kritik bir başka tarih
9 Ağustos 2014.
Cumhurbaşkanlığı seçimine bir gün kala, son AK Parti mitingi için Konya'daydık.
Davutoğlu'nun Meram'daki evinde kahvaltıya konuk olduk. Eşi Sare hanım, kızı, oğlu, torunları, sırdaşları bir masanın etrafında idi. Konu konuyu açtı. Davutoğlu, Cumhurbaşkanı- Başbakan ilişkileri üzerine gösterge niteliğinde bir değerlendirme yaptı:
"
Cumhurbaşkanı ile aynı siyasi tercihlerle oy almış bir başbakanın varlığı, çatışmayı önler, sinerji sağlar.
Burada psikolojik faktörler çok önemli.
Esas teminat yazılı kurallardan ziyade kişiler arası iletişim, güven, sadakat, ortak vizyon, ortak siyasi mücadele, ortak kavgaya girme duygusudur!"