Yüksek Seçim Kurulu'nun, Cumhurbaşkanlığı seçimi kesin sonuçlarını açıklaması ile o tartışma iyice alevlendi. Acaba, "Başbakan Tayyip Erdoğan, mevcut görevlerinden ayrılmalı mı?" Veya "Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan'ın, milletvekilliği dolayısıyla Başbakanlığı otomatik olarak düşmüş sayılır mı?"
Bu konuda görüşler farklı. Ancak somut iki çalışma söz konusu.
1. TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in, YSK Başkanı, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Başbakanlık Müsteşarı, Meclis Genel Sekreteri ve anayasa hukukçuları ile yaptığı değerlendirme.
2. AK Parti'nin hukukçu kurmaylarının görüşleri.

***
Konuyla ilgili hukuki metin ve yargı kararlarına gelince...
1. Cumhurbaşkanı seçiminin kesin sonuçları, Yüksek Seçim Kurulu tarafından TBMM Başkanlığı ile Cumhurbaşkanlığı makamına bildirilir, Resmî Gazete'de yayımlanır. Seçilen Cumhurbaşkanı adına, YSK tarafından bir tutanak düzenlenir. (Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu Md. 20)
2. Seçilen Cumhurbaşkanı adına düzenlenen tutanak, TBMM Genel Kurulu'nda, Meclis Başkanı tarafından verilir ve aynı oturumda ant içme töreni yapılır. Bu oturum, eski Cumhurbaşkanının görev süresinin dolduğu gün, makamın başka bir sebeple boşalması hâlinde ise seçim sonuçlarının kesinleşmesinden itibaren üç gün içinde gerçekleştirilir. (Md. 21)
3. Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve TBMM üyeliği sona erer. (Anayasa Md. 101)
4. Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez. (Anayasa Md. 138)
5. Cumhurbaşkanlığı sıfatı seçimle değil, ant içmeyle başlar. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu Kararı 2.4.1990)
Burada üç kritik husus var.
1. 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal'ın 31.10.1989'daki seçimi sırasında, bir lokantada, televizyondan TBMM'yi izleyen vatandaş, hakaretamiz sözler sarf eder.
Hakkında dava açılır. Cumhurbaşkanı'na hakaretten ceza verilir. Karar temyiz edilir ceza silinir ve tüm makamları bağlayan yukarıdaki Yargıtay kararı alınır. Yani Cumhurbaşkanlığı ant içme ile başlar.
2. 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Özal'ın Cumhurbaşkanı seçildiği 31.10.1989'da, yeni hükümet kuruluncaya kadar Ali Bozer'den vekalet etmesini ister.
Özal, 31 Ekim ile yemin ettiği 9 Kasım 1989 tarihleri arasında sade vatandaş konumunda tutulur. Teknik olarak 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de aynı yolu izlemesi olası görünmekle birlikte, buna ihtimal verilmemekte.
3. Cumhurbaşkanı seçiminin tamamlanması ile Cumhurbaşkanı statüsünün kazanılması arasında fark gözetilmekte.
Milletvekilliği seçiminde olduğu gibi eğer boşalan koltuklar için seçim yapılmış olsa idi, seçimle birlikte vekillik statüsü de kazanılmış olurdu. Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu'nda düşünüldüğü şekli ile Cumhurbaşkanlığı makamı halihazırda boşalmış olmadığı gibi aynı kanunda ifadesini bulan ant içme töreninin şekli ve zamanlaması da dikkate alınmak durumunda.
O halde 15-28 Ağustos 2014 arasında geçecek süreyi, Cumhurbaşkanı seçimi için süreç yönetimi olarak görmek, aynı anda iki Cumhurbaşkanı olamayacağı için, 28 Ağustos'taki yemin töreni ile birlikte 12.
Cumhurbaşkanı'nın göreve başlayacağını kabul etmek mümkün.