Balyoz darbe planı iddiasının soruşturulması, yakın siyasi tarihte benzeri görülmemiş komplikasyonları da beraberinde getirdi. TSK komuta kademesini şekillendiren 25'i general, 78 muvazzaf subayın tutuklanması istemi "milli güvenlik sorunu"na dönüştü. "Emir-komuta zincirinde aksaklık, terörle mücadelede zafiyet" kaygısı, savcılık makamına da hâkim oldu. Zaten Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ'un öteden beri yansıttığı tehlike de bu değil miydi?
Hal böyle iken insan sormadan edemiyor:
"Askerin arkasına saklanılarak yazılan kapatma davası senaryosu ile yargının bir kanadının inatla takip ettiği cunta hareketini tasfiye çabası acaba karşılıklı mahsuplaşmaya mı konu oluyor?"