Gerilim atmosferi, söz düellosu arenasında anayasa değişiklik paketi bugün TBMM'de sahne alacak. Uzlaşma kapısını kapalı tutan CHP'nin son dakika manevrası ise referandum yolunda çokça tartışılacak. Aslında, ana muhalefet partisinin önerisi, üstü örtülen gerçekleri gün ışığına çıkardı. AK Parti'nin, anayasayı değiştirme çabasında "yalnız kalmak istemediği", başka çare kalmazsa "hodri meydan" diyeceği bir kez daha teyit edildi. CHP'nin, "Laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu gerekçesiyle ceza almış bir parti anayasa değişikliğine öncülük edemez" tezi de iflas etti.
Genel Başkan Deniz Baykal'ın formülü, "siyasi incelikler" taşımasına rağmen üzerinde düşünülmeye değer. İşin hassas yanı şu:
"Anayasa teklifinin üç maddesi, yani 'parti kapatma, HSYK ve Anayasa Mahkemesi'nin yapısı' ile ilgili hükümler ayıklanıp referanduma sunulursa, pakete verilecek toplumsal desteğin taşıyıcı ayakları ortadan kalkacaktır. Böylece CHP, AK Parti'nin vazgeçilmez saydığı yargı reformunu bıçak sırtı denge aşamasına taşıyacaktır."
Buna karşın, 367 ve üstünde oyla TBMM'den destek bulan bir anayasa değişikliği, yıllardır özlemi çekilen "siyasi uzlaşma" kültürünün eşsiz örneğine dönüşecektir. Eğer milletin iradesine güveniliyorsa, millet adına karar veren yargıya vurulacak neşteri, yine o milletin iradesinin tayin etmesi AK Parti için tarihi meydan okuma kimliği kazanacaktır.
Aksi takdirde bizi bekleyen süreç, "Acımasız eleştiriler, birbirine ağır laflar eden vekiller, yorgun halde Meclis sırasında uyuyan isimler, Anayasa Mahkemesi'ne gitmek için kulis yapanlar, sandığın sonucunu farklı farklı yönlerden yorumlayıp kendi zaferini ilan eden partiler"den ibaret olacaktır.
Referandum seçeneğinin hayırlı tarafında ise Ankara'da yükselen tansiyonu düşürmesi veya anayasa-seçim sandığının birlikte halkın önüne sunulması ihtimali bulunmaktadır. 29 maddesi değişse bile anayasa bu haliyle de kalmayacak ve yepyeni anayasa yazımının ufkunu açacaktır.