Bülent Arınç ile Tayyip Erdoğan çok eski iki arkadaş. Aynı zamanda kader ortağı. AK Parti'nin kuruluşunda Arınç önemli bir rol oynadı. Zaten Başbakan'a sitem konuşmasında, o da "özgül ağırlığına" işaret ediyor: "Ben sadece bakan değilim. Ben çok şeyi temsil ediyorum. Benim yıpranmamam, hiçe sayılmamam lâzım."
Başbakan'a sitemi, kendisine özen göstermemesinden kaynaklanıyor: "İtibarımın, kişiliğimin yıpratılmasını istemem. Birilerinin kum torbası haline getirilmek istemem. Başbakan'ın Hükümet sözcüsünü açmaza düşürmemek görevi vardır. İkimizin sözleri arasında çelişkiyi düzeltmesi kendisinden beklenir."
Gezi olayında da Arınç demokratik bir tavır sergilemişti. Son konuşmasında birkaç mesaj birden veriyor:
1) Konu, aramızda tartışılmadı, Bakanlar Kurulu'nda görüşülmedi. (Erdoğan, tek başına hareket ediyor.)
2) Başbakan'ın "Gerekirse yasal düzenleme yaparız" demesi yanlış. (Özel hayata müdahaleyi hukuken hatalı buluyor.)
3) Benim siyasette artık gözüm yok. Ne vekillik, ne belediye başkanlığı istemiyorum. (Her an gidebilirim izlenimini yaratıyor.)