Başbakan Erdoğan, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu'nca düzenlenen 10 Kasım anma töreninde önemli bir noktaya parmak bastı. "Herkese göre farklı bir Atatürk yoktur. Gazi Mustafa Kemal bir ayrışmanın aracı olabilecek en son kişidir" dedi. Bunun sebebini de şöyle açıkladı: "Gerek Kurtuluş Savaşı'nda, gerek cumhuriyete giden yolda, milletin tüm renklerini, tüm farklılıklarını, milleti millet yapan dini, etnik ve mezhebi unsurları bir araya getirmeyi başarmış, bütün mücadelesini onlarla birlikte yürütmüştür."
Ama maalesef daha sonraki yıllarda Atatürk hep bir kalkan olarak kullanıldı. Onun adına darbeler düzenlendi. Kadınlara başörtüsü yasağı konuldu. Zaten bu yüzden Atatürk belirli bir kesimin husumet odağı haline geldi. Tayyip Erdoğan, herkesi kendi kimlikleriyle kucaklayan Atatürk'ün hepimizi birleştiren bir değer olarak kalmasını savundu 10 Kasım toplantısında ve galiba, ilk defa Mustafa Kemal'in yanı sıra Atatürk'ten de söz etti. Bu üslûbundan dolayı Başbakan'a teşekkür ediyorum. Çünkü hep "Gazi Mustafa Kemal" demesi, zihinlerde istifham yaratıyor, Milli Mücadele dönemine sahip çıkarken, daha sonra atılan adımları benimsemediği izlenimini doğuruyordu. Birçok kereler, bu istikametteki sorulara ben de muhatap oldum ve doğrusu, izah edemedim. Atatürk'ü bir çatışma konusu olmaktan çıkaracaksak, hatalarıyla, sevaplarıyla birlikte bir bütün olarak kabul etmeliyiz. Her attığı adımı elbette benimsemek zorunda değiliz. Ama eleştiriler, ilmi düzeyde kalmalı, kitleleri rencide etmeyecek dikkatli bir üslûp benimsenmeli.