AK Parti, 3 Kasım 2002'de iktidara geldi. İlk yıllarda karşılaştığı yığınla zorluk var. Gazete arşivleri, laikliği koruma adına yapılan yanlışları gözler önüne seriyor. Her gün, "irticaya" ilişkin haberlerle karşılaşıyorduk.
Meselâ, Meclis'te bir kavga... CHP'liler AK Partililere hücum ediyor. "Siz cumayı tatil yapmak istiyorsunuz" diye suçluyorlar. Gazeteler haberi "Pazar tatiline darbe", "Cuma tatili tartışması" diye veriyor. Oysa böyle bir niyet yok. Hastaneler, eczaneler, elektrik, telefon şirketleri, matbaalar, oteller, lokantalarda çalışıp da pazar günü tatil yapamayacak olanlara hafta içi bir günün tatil olarak verilmesi söz konusu.
Bir başka haber... "Tescilli Atatürk düşmanını TRT'nin başına geçirmek istiyorlar. Hakaret gibi tayin." TRT Genel Müdürlüğü'ne atanmak istenen Şenol Demiröz, Çanakkale belgeselinde Atatürk'e yer vermemişti. Bu yüzden Atatürk düşmanı ilân edildi.
"Postu deldirdiler." İzinsiz kurban derisi toplayanlara verilen hapis cezasının kaldırılması, bazı gazetelere bu başlıkla yansıdı.
Gene aynı tarihlerde, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi'nin diploma töreninde bir genç kız, "Peruk takarak içeriye girmeyi başardı" diye takdim ediliyor ve türbanını çıkarmayanların teller arkasında kaldığı belirtiliyor.
Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur'un açıklaması: "İrticai faaliyetler arttı. Mütevazı bir ilde 4 bin 246 öğrenci okul, dershane ve yurtlarda irticai eğitim alıyor. Yine aynı ilde 3 ayda 290 çocuğa da irticai eğitim verildi." Acaba irticai eğitim nasıl bir şeydi? Hangi dersler irticai eğitim kapsamındaydı?
MGK'da da, irticaya ilişkin bir rapor görüşülüyor aynı günlerde. Rapora göre, "Türkiye'de irticai yayın yapan 82 TV, 219 radyo, 108 dergi ve gazete var. Atatürkçülüğe düşman bir nesil yetiştiren 472 özel okul, 401 dershane, 2 bin 576 yurt ve pansiyon bulunuyor."
Oktay Ekşi şöyle yazıyordu: "Milli Güvenlik Kurulu'nun rejim üzerindeki ağırlığını gidermek amacı doğrudur. Ama onun koşulu, demokratik, laik cumhuriyete yönelik tehlikeler konusunda siyasi iktidarın gerekli duyarlılığı göstermesidir. Laik cumhuriyetin bundan 6 sene önce Milli Güvenlik Kurulu sayesinde kurtulduğunu unutmadık. O nedenle AK Parti iktidarı, önce laik cumhuriyeti koruma konusunda kamuoyuna güven vermelidir. Oysa AKP, bu noktadan çok ama çok uzaktadır."
Bu örnekleri arttırmak mümkün. Medya bu şekilde psikolojik harekât yürütürken, arka planda darbe hazırlıklarının olduğunu da unutmayalım. AK Parti, adeta kuyudan çıktı; büyük zorlukları göğüsledi. Önemli reformlara imza attı ve bugünlere geldi. İşte bu tabloya bakarak diyorum ki: "Ne lüzum vardı öğrenci evi tartışmasını başlatmaya ve kaygıları depreştirmeye?"
