28 Şubat sürecinde "medyanın rolü" tartışılıyor. Maalesef, hiçbir darbe döneminde basın iyi imtihan vermemiştir. "27 Mayıs Yargılanıyor" kitabımda, bazı örnekler sunmuştum. Bugün, bunları hatırlatmakta fayda görüyorum.
Aşağıdaki haberleri, yalan olduğunu bilerek okuyunuz.
Samet Ağaoğlu, Yunanistan'a kaçarken yakalandı.
Sabık iktidarın, taraftarlarını silâhlandırmaya çalıştığı ve ordudan 37 bin tüfek istediği açıklandı.
Buzhanelerden toplu halde cesetler çıktı. Cesetlerin ekseriyetinin nümayişlerde öldürülen talebeler olduğu bildiriliyor.
Askeri İdare Emniyet Müdürü Vahap Erdoğan, "İhbar. Eyüp ve Üsküdar'da taze mezarlar bulunduğu, talebelerin 2'şer, 3'er gömüldüğü bildirildi" demiştir.
Harp Okulu'nun imha planları açıklandı.
Bu haberleri, gazeteler doğruluğunu araştırmaya gerek görmeden yayınladı. Bugün, psikolojik harekâttan, medya-asker işbirliğinden söz ediyorsak, köklerine inmeliyiz. Askeri vesayet, 27 Mayıs 1960 darbesinden kalan bir mirastır. Yeni yüzleşmeye başladık darbelerle. Sorumlulardan hesap soruyoruz ki, bundan sonra karanlık ittifaklar kurulmasın. Demokrasiye çirkin tuzaklar hazırlanmasın. Türkiye, 1960'ta temelleri atılan askeri vesayetten yavaş yavaş kurtuluyor.