27 Mayıs günlerine geri dönüyorum. O tarihte, Yassıada'dan sonra Kayseri Cezaevi'nde kalan babamın arkadaşlarına bir hatıra defteri vermiştim. Onlar, düşüncelerini bu deftere benim için not etmişlerdi. Çok genç yaşlarımda ailemin muhatap olduğu askeri müdahale ve izleyen günlerdeki hakaretler, ruhumu zedelemişti; öfkeliydim. Hatta sokakta bir asker görsem, içimden nefret duyguları kabarıyordu; hemen başımı çeviriyordum. Uzun yıllar, ordu mensuplarını düşman gibi gördüğümü itiraf etmeliyim. İşte böyle bir halet-i ruhiye içindeyken, Burhan Belge'nin itidal tavsiye eden cümleleri pek hoşuma gitmemişti. Burhan Belge, Kayseri Cezaevi'nde hatıra defterime, 1962'de şunları yazmıştı: "...Daha bu yaşta hayat senin karşına abus bir çehreyle çıktı. Ürkmeyecek ve irkilmeyeceksin! Ve onu yeneceksin!.. Bir kilit gibi bugün dahi bizleri sarmakta olan vakanın, sen dokunmadan ve ıstıraplarına sürünmeden uzağından geçeceksin. Böyle yapman lâzım. Vakanın ıstırabını biz duymaktayız ve bu kâfi. Senin hayat levhan boş, tertemiz; manasız husumetlerin yarattığı bir faciaya dair tafsilatın o levhayı kaplamasına ne lüzum var? Sen ve senin neslin, husumeti, düşmanlığı, kini yahut öç almayı değil, yalnız ve yalnız sevgiyi taşıyacaksınız ve sizden sonraki nesillere sevginin müjde ve mesajını ileteceksiniz ki, sadece bugünkü yaraların kapanmasıyla kalınmasın; bu aziz milletin bağrında bir daha böylesine derin yaralar açılmasın... Kadın eli her yarayı sarabilir. Yuvayı dişi kuş kurduğuna ve vatan dediğimiz mefhum da en büyük aile ve en büyük yuva manası taşıdığına göre, isterim ki, birbirini seven, birbirinin hareketini müsamaha ile karşılamasını bilen insanların yaşayacağı yarınki Türkiye'nin yapıcılarından biri de sen olasın. Istırapları bize bırak. Geç yanımızdan ve git Türklere artık birbirini sevmesini telkin et. Artık kin ile garazkârlık bu yurdun ufaklarından silinsin, sevgi her tarafında, her köşe ve bucağında kendi muzaffer iklimini kursun. Yarının annelerinden biri; küçücük Nazlı, senin vazifen bu. Dilerim Allah'tan sen ve senin gibiler sevgi ve müsamaha uğrunda yapacağınız mücadele ve mücahedede muvaffak olasınız."
Bugün olaylara daha büyük bir hoşgörüyle bakma gereğine inanıyorsam, bu herhalde, yaşadığım tecrübelerle, rahmetli Burhan Belge'ninkine benzer bir olgunluğa erişmiş olmaktan kaynaklanıyor diyebilirim.