Artık 1 Mayıs, bayram havası içinde kutlanıyor. Sovyet bloku yıkılınca, sosyalist/marksist kökenden gelen özel günlerin benimsenmesi kolaylaştı. Bir zamanlar sadece 1 Mayıs'a değil, sosyalist bir renk taşıdığı için 8 Mart Kadınlar Günü'ne bile itiraz vardı. Ulusal hikâyeler üzerinde temellenen yıldönümleri arayışındaydık. Meselâ Ecevit, 1 Mayıs yerine, işçiye toplu sözleşme hakkının tanındığı 24 Temmuz'u öneriyordu.
Bir zamanlar, 1 Mayıslarda, orak/çekiçli kızıl bayraklar dalgalanırdı meydanlarda. Bu yüzden, toplum, o kutlamalara iyice yabancılaşmıştı; korkmuştu da. Almanya'yı ikiye bölen duvarla birlikte, zihin duvarları da çöktü; korkular son bulunca müsamaha arttı. Bugün, 1 Mayıs'ta daha huzurluyuz.
Yasakların sürdüğü dönemde büyük acıların yaşandığını, kan aktığını, Türkiye'ye tuzak kurmanın zemininin böylece yaratıldığını hatırladığımızda, sorunların çözümünde özgürlükleri genişletmenin rolünü daha iyi görebiliyoruz. Herkes, birbirinden kuşkulanmadan, serbestçe Taksim'e koşuyor, meydanda öfkeyle sıkılmış yumruklar ve kızıl bayraklar yerine, umut çiçekleri açıyor. İşçileri ve önderlerini bu mutlu sona varan mücadeleleri sebebiyle kutluyorum.