Tayyip Erdoğan'ın "Çılgın projeyi" açıklayacağı saatte, NTV stüdyosundaydım. Ruşen Çakır'ın "Yazıişleri" programında gündemi tartışacaktık ama nasip değilmiş. Mamafih benim açımdan, konunun uzmanlarıyla birlikte Erdoğan'ın projesini dinlemek çok faydalı oldu. Başbakan açıklamadan önce, Karadeniz'i Marmara'ya bağlayacak "2. Boğaz"ı twitter'da herkese duyurdum. Sadece, ilk başta, Karadeniz Haliç'e bağlanacak, o yolla Marmara'ya ulaşılacak diye yazdım ama daha sonra stüdyoda, "Yoğun trafik buna izin vermez. Kanal, Çatalca ve Silivri'nin de Batı'sına inşa edilir, böylece kamulaştırma maliyetleri düşer" görüşü hâkim oldu.
NTV konukları arasında bulunan uzmanlar, projeyi heyecanla karşıladılar. Aralarından "imkânsız" diyen çıkmadı. Ben de, kendi hesabıma, İstanbul'a artı bir değer katacak böyle bir hayali, alkışlıyorum. Zaten emsalsiz güzelliklere sahip olan İstanbul, kimbilir daha ne kadar kıymetlenecek.
Proje açıklanırken, twitter'da yazılanlara bir göz attım. Birisi, CHP ve MHP'nin tavrı üzerinden tahmin yürütüyordu: "CHP: Montrö'yü deldirtmeyiz. MHP: İstanbul'u böldürtmeyiz."
Ahmet Hakan, "Kılıçdaroğlu da, Urfa'nın balıklı gölüne alternatif ikinci bir göl yapacağını ilan etsin" diye takılırken, Emre Uslu, "Herhalde Kılıçdaroğlu 'duble kanal' sözünü verir" diyordu. Ayşe Özyılmazel ise, önemli (!) bir soruyu gündeme taşımıştı: "Acaba kanaldaki gondollarda öpüşmek serbest olacak mı?"