Danıştay Başkanı Mustafa Birden'in sergilediği yasaklayıcı, sınırlayıcı zihniyete karşı, özgürlükleri esas alan bir laiklik anlayışını savunmak çağdaşlığın gereğidir. Danıştay'ın 141. kuruluş yıldönümünde, Birden, hâlâ, üstü örtülü bir şekilde başörtüsü yasağının devamından yana tavır koydu. Konuyla ilgili cümleleri şöyle: "Devletin kuruluş felsefesine aykırı olmamak kaydıyla anayasada değişiklik yapılması mümkündür. Cumhuriyetimizin özü ve ulusal yaşamımızın temeli olan laiklik ilkesi ve laik eğitim kurallarını dolaylı dahi olsa erozyona uğratacak hiçbir düzenlemenin iç hukukumuzda yeri yoktur ve uluslararası hukuk bağlamında da himaye görmez. Bu husus, Anayasa Mahkemesi'nin, anayasanın 10 ve 42. maddelerinde yapılan değişiklikleri (türban) iptâl eden kararında nihai olarak belirlenmiş bulunmaktadır."
Yasakların sürmesini laikliğin gereği gibi gören Danıştay Başkanı'yla, çok farklı düşünüyorum. Zaten, hem, Anayasa Mahkemesi'nin, yetkisi yokken esasa girerek 10 ve 42. maddeler hakkında aldığı karar tartışmalıdır, hem de, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), "Üniversitelerde başörtüsü yasağı devam etmelidir" şeklinde bir hüküm vermemiş, sadece "Bu yasak, Sözleşme'ye aykırı değildir" demiştir. Tıpkı, % 10 barajı gibi. AİHM'ye göre, % 10 barajı da Sözleşme'ye aykırı değil. Ama siz barajı % 5'e indirebilirsiniz, öyle değil mi?