Bazı rektörlerin gözaltına alınması üzerine "Atatürkçü bilim adamları tutuklanıyor" diye değerlendirme yapmak en başta Atatürk'e saygısızlık, sonra da geride kalan yüzlerce öğretim üyesine haksızlık.
Darbe zemini yaratmak üzere, Jandarma genel Komutanlığı döneminde Şener Eruygur'un üniversite camiası ile temas kurduğu biliniyor. Bu ilişki ağı içinde, 15 rektörün, 19 Eylül 2003'te Jandarma Genel Komutanlığı'nda, gizlice Şener Eruygur'u ziyaret etmeleri çok önemliydi. Görüşmede alınan kararlara ait gizli rapor Taraf gazetesinde yayınlanmıştı.
Birkaç cümle: "2004 yerel seçimlerine kadar AKP sıkıştırılmalı; asker, üniversite ve sivil toplum kuruluşları güç birliği yapmalı, merkez sağda lider olabileceklerle temasa geçilmeli vs."
Rapora göre, rektörlerden 15-20'si Kubilay olmaya hazırdı. 25 Ekim 2003'te, laik demokratik devleti, Atatürk ilke ve inkılaplarını korumak üzere, Anıt Kabir'e yürüyeceklerdi.
"Laiklik elden gidiyor" endişesini hisseden biri olsam, bütün bu bilgilerin ışığı altında, yüreğimdeki korkuları yeni bir değerlendirmeye tâbi tutardım. "Kaygı duymak için haklı gerekçelerim var mı? Yoksa psikolojik bir harekâtın kurbanı mı oldum?" diye duygularımı mantık süzgecinden geçirirdim.