Yaşamımda kasım ayı önemli bir yer tutar. Birincisi 1979 Kasım'ında evlendim. İki kız çocuğumla, çok mutlu olduğum bir ailem var. İkincisi ise SABAH'la olan dünyam. 1987'de Kasımın yağmurlu bir gününde SABAH'ın Mecidiyeköy'deki binasının kapısından içeriye girdim. O yıl ÖSYM'nin yaptığı puanlama ve tercih hatalarını bularak eğitim dünyamızın dikkatini üzerime çekmiştim. Bilgilerimi kamuoyuyla paylaşmak için SABAH'ı seçtim. SABAH o zaman iki yaşındaydı. Ancak oldukça güçlü olarak medya dünyasına girmişti. Evet o kapıdan içeriye girdim ve gazetemin çok değerli yöneticilerine eğitimdeki konumumu tam üç saat anlattım. Önce onlar ikna oldular. Daha sonra bana gazetemde yer verdiler. Gazetemdeki A'dan Z'ye tüm çalışanlar bütün güçlerini ortaya koyuyorlardı. Sonunda SABAH Türkiye'nin en çok satan gazetesi oldu.
Bir süre sonra gazetemiz İkitelli'ye taşındı. Muhteşem bir bina ve kadro. Eğitimle ilgili yazılarımız ve eklerimiz kamuoyunda ses getirmeye başlamıştı. Bu da SABAH'ın her konuda olduğu gibi, eğitim konusunda da ciddi, düzeyli ve iddialı olduğunu gösteriyordu. Bu sırada medya dünyasında devrim yaptık. Artık SABAH bayram günlerinde de çıkacaktı. İlk bayramdaki çalışmalarda unvan önemli değildi, tüm çalışanlar katıldı. Benim de karınca kararınca emeğim geçti. Seneler çok çabuk geçiyordu. Bir gün kendimizi Nişantaşı'nda bulduk.
Gazeteye her hafta gidemiyorum. Yazılarımı daha çok mail yoluyla gönderiyorum. Bir gün Nişantaşı'ndaki binaya gittiğimde, çalışanları çok mutsuz ve üzgün gördüm. Gazetemin güneşli gökyüzünü, hüzün dolu bulutlar kaplamaya başlamıştı. Bazı arkadaşlarımız ayrılık hazırlığındaydı. Sonunda dostlar, iki yıl önce SABAH kadrosunun büyük kısmı, ayrıldı. Yalnızca yazarlar değil. Her birimden birçok insan. Burada kendimi terk edilen bir gemide hissettim. Ancak bu gemi batmayacaktı. Ortaya deneyimli bir gazeteci, ancak yaşı genç olan bir insan çıktı. Genel yayın yönetmenim sayın Ergun Babahan. Yanında da onunla birlikte mücadele edecek ekip. Ben de elimden geldiğince onun yanında yer aldım. Belki benim bulunmam onlar için o kadar da önemli değildi. Olsun ben manen mutluydum. Beşiktaş'a taşındık. Ekip ilk etapta zorlanmasına rağmen, bir süre sonra SABAH'ı basının amiral gemilerinden birisi yaptı. Batacak denilen gemi, medya denizinde başı dik olarak yol almaya başladı. Ve daha da çok yol alacak.
Güvenilir gazete
SABAH eğitim konularında daima okuyucusunun yanında yer aldı. Bu süreçte eğitim dünyasındaki insanlara yardımcı olmaya çalıştık. Her zaman eğitimle ilgili görüşlerimizi özgürce ortaya koyduk. Her konuda olduğu gibi eğitimde de güvenilir bir gazete olduk. Bundan övünç duyarken, hizmet sorumluluğumuzun da arttığına inanıyorum. Bu sırada gazetem birçok eğitim projesine de imza attı. Bunlardan en önemlileri Darüşşafaka ve TEMA'dır. Ayrıca Ciner Grubu bünyesinde yayın hayatına başlayan Merkez Kitapları yayın dünyamıza merhaba dedi.
İşim gereği yılda 120 veya 130 konferans veriyorum. Konferansa gittiğim yerlerde önce izleyicilere hangi gazeteyi okuduklarını soruyorum. SABAH yanıtını alınca inanın çok mutlu oluyorum. Ünlü yazarların ve branşlarının değerli insanlarının oluşturduğu böyle bir ailenin içinde olmak, bu büyük gazetede küçük bir nokta olsam dahi, benim için büyük bir ayrıcalık oldu.
Değerli gençler, size çeşitli zorluklardan geçerek, hedefine sağlam adımlarla ilerleyen bir kurumu anlatmaya çalıştım. Siz de gireceğiniz sınavlarda başarılı olabilmeniz için hedefinizi belirleyin. Bazen iyi, bazen kötü sonuçlar da alacaksınız. Sakın yılmayın. Önemli olan eksiklerinizi görüp, bunu tamamlamaktır. Ve bir gün, hedefine ulaşmış bir insan olacaksınız.
Başarının yüzde 20'si bilgi, yüzde 80'i özgüvendir. İşte SABAH bunu gerçekleştirdi. Siz de yapabilirsiniz. Mensubu olmaktan daima gurur duyduğum Türkiye'nin en iyi gazetesi SABAH'ıma nice 20 yıllar dilerim.