Taraf'tan Yıldıray Oğur'un yazısı, hepimize, devletin sessizce unutturduğu, hafızamızdan silmeye çalıştığı, kendi şikesini anımsattı.
Tarih 13 Mayıs 2001. Yer Diyarbakır. İkinci Lig yükselme Diyarbakırspor- Altay maçı. Diyarbakır'a 3 puan gerekiyordu. O dönem devletin bazı yetkilileri de, Diyarbakır'ın Birinci Lige çıkmasını uygun görmüştü. Süreç nasıl hazırlandı, hatırlıyor musunuz?
Bizzat İzmir'den Diyarbakır'a giden Altaylı bazı taraftarların, yöneticilerin ağzından dinlemiştik o gün olanları. Her şey ince ince planlanmıştı. Önce Altay maçının TRT'den naklen yayını kaldırılmıştı.
Fotoğraf makineleri, kameralar stada alınmamıştı.
Yani basına ağır bir sansür uygulanmıştı. Maçla ilgili görsel hiçbir kayıt tutulamamıştı.
Önce elektrikler kesilmiş, ardından maç başlamadan vahşi bir şekilde Altaylı futbolcuların soyunma odalarına jeneratörlerin gazı verilmiş, oda gaz içinde bırakılmış, futbolcular egzoz gazıyla taciz edilmişti. Sonra Altaylı yöneticiler maça çıkmadan önce yumruklanmış, itilip kakılmış, taciz edilmişti. Yine duman operasyonundan sonra can havliyle sahaya çıkan Altaylı futbolcular taşlanmış, bazıları da yaralanmıştı. Zaten böyle bir ortamla birlikte hakemlerin yönetimi de korkunçtu. Sonuçta istenilen tam olarak resmen 'zor' yoluyla başarılmıştı.
Bütün bu olanlara, trajik tabloya, Altay'ın tüm yöneticileri, o dönemki futbolcuları, maçı İzmir'den izlemeye giden bazı futbolseverler, dönemin başkanı Nazif Zorlu, ikinci başkanı Mahmut Özgener, birinci elden tanıktı. Şimdi futbolda 'temizlik' tartışılırken, bu yaşananların da, devletin kendi elleriyle yarattığı bu zavallı 'şike' ortamının da, hiç unutulmaması gerekiyor.