Sevgili okurumuz Kadir Ertan iletmiş Pazar fıkramızı: Temel ve Dursun yıllarca biriktirdikleri paralarla hayalini kurdukları atları almak için pazara giderler. Uzun pazarlığın sonucunda birer at alıp eve dönerler. Atları bağladıktan sonra sohbete başlarlar. Çok sevinçlidirler. Bir ara Temel'in aklına atların karışabileceği fikri gelir. Bunu Dursun' a da söyler. Kara kara düşünmeye başlarlar. Dursun:
-"Ula haçan, benim atun kuyruguni keselum, kuyruklisi senin olsun" der.
Temel:
-"Ula dogri..." der ve atın kuyruğunu keserler.
Bunları duyan muzip komşuları İdris, gece gelip öteki atın da kuyruğunu keser.
Sabah kalkıp bakarlar ki iki atın da kuyruğu kesik. Düşünmeye başlarlar.
Bu sefer Dursun'un atının kulağını keserler.
Gece İdris yine gelip, ötekinin de kulağını keser.
Sabah gene kalkıp bakarlar ki atlar yine aynı. Sonunda Temel dayanamaz:
-"Ula Dursun, habu iş böyle olmayacak da... En iyisi siyah at benim, beyaz at senin olsun..."