Mürsel Acay 18 yıllık gazeteci.
Kürtçesi de var, Arapçası da.
İngilizcesi de.
Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı.
-Mürsel, bizi gezdir bakalım.
-Abi, 10 çocuk doğurmuş, Türkçe bilmeyen, doktor yüzü görmemiş, evinde tuvalet olmayan kadının köyüne gidelim mi?
-Kadın yaşlı mı?
-Abi yaşlı görünüyor ama... 35'inde yok.
***
Güneydoğu'da gazetecilik zor.
Bunu sadece Mürsel'den değil, pek çok gazeteciden dinledik.
"Devlet haberi" yapıyorlar, örgüt kızıyor.
"Örgüt haberi" yapıyorlar, devlet kızıyor.
***
Mürsel Acay "Yaşamın RenkleriSavaşın Öteki Yüzü" adlı bir kitap yayınladı.
"Savaş muhabiri" olarak çektiği resimleri yayınladı.
"Sınırın 2 tarafında da" çevresi geniş.
"Abi" dedi:
-İsterseniz Irak cephesine de iniverelim.
***
Diyarbakır'da "aşağı inivermek" herkesin dilinde.
Aşağısı, örneğin Erbil.
Otomobille "7 saat" sürüyor ama, Diyarbakırlı'ya göre "bir şey değil ki."
***
"Selim Amca" Diyarbakır'ın meşhur kaburgacısı.
Erbil'de şube açmış.
Diyarbakır-Yenişehir'in eski belediye başkanı Remzi Azizoğlu, Erbil'de eşi Semra hanım adına lokanta açmış.
Diyarbakır'dan "sınırın öte yanına" gidip iş yapan öylesine çok ki.
***
Genç yaşta, 10 çocuk doğuran bir kadın acaba "ne haldedir?
İçinde "hangi fırtınalar" eser?
Ama o da ne?
Kadın "halinden memnun."
Kadın "mutlu."
-Bacım bir isteğin var mı?
Söylediğimizi anlamıyor.
Kendisine "Kürtçe" söylenince ise...
Yanıtı iki kelime:
-Emhuzır duxazın. (Huzur istiyoruz)