Sohbet sırasında söz "paradan" açılınca... Başbakan Yardımcısı ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin şöyle
dedi:
- Ben sporun amatörce yapılanını severim.
"Neden" diye sorduk. Şahin: - İşin içine para girince olumsuzluklar meydana gelmeye başlıyor.
***
Futbol, parasal yönden "hangi büyüklükte" bir sektör?
Mehmet Ali Şahin "çok büyük" yanıtını verdi:
- Dünyada da, Türkiye'de de hatırı sayılır bir sektör... Deniliyor ki, dünyada futbol sektörünün yıllık cirosu 250 milyar dolar.
"İşin içinde" bu büyüklükte para olunca, "olumsuzluklar da" filizleniyor.
Başbakan Yardımcısı: - Mafya türü örgütlenmeler başlıyor... Profesyonel seyirci türleri doğuyor... Bunlar kendi aralarında mücadeleye girişiyor... Ve sonunda üzüntü verici şeyler oluyor.
***
- Siz bu para, pul konusuna nasıl bakıyorsunuz sayın Adalet Bakanı?
Cemil Çiçek'in yanıtı: - Sporda gerçekten büyük paralar dönüyor... Tabii çok para hazmedilemiyor... Birden şöhret olmayı içine sindiremeyenler çıkıyor... Spor ahlakı ile bağdaşmayan olaylar yaşanmaya başlanıyor.
***
Adalet Bakanı: - Eskiden de böyle miydi, bilemiyorum... Ama günümüzde spor kulüplerinin genel kurul toplantıları çok sert ve hareketli geçiyor... Takımı şampiyon yapacağım deniliyor... Büyük transfer harcamaları yapılıyor.
- Ne kadar büyük?
- Çok... Bu kadar parayı harcayınca takımın Avrupa şampiyonu olması lazım.
- Sonuç?
- Ama takım bırakın Avrupa şampiyonu olmayı, içeride bile iyi sonuçlar alamayınca... Taraftar kızıyor... Yöneticinin de mazeret bulması lazım... Başlıyor, gerilim dozu yüksek beyanatlar vermeye... Hakem diyor... Şike iddiaları ortaya çıkıyor... Mafyanın da işin içine girmesi, olayın tuzu, biberi oluyor.
***
"Futbol... Kirlenme... Para... Şike" gibi konularda "söylentinin" haddi hesabı yok.
Ama ortada "somut bir şey" de yok. Neden?
Cemil Çiçek'in yanıtı: - İki yıldır Adalet Bakanıyım... Bu iki yıl içinde Türkiye'de en çok konuşulan konu, rüşvet olayları... Ama iki yıl içinde bana suçüstü yapılabilecek tek rüşvet ihbarı gelmedi... Vatandaşımız şikayet ediyor, ihbar etmiyor.
***
- Cemil bey siz hiç spor kulübü yöneticiliği yaptınız mı?
- Yapmadım... Teklif ettiler, yapmak istemedim... Yapmam da.
- Niçin?
- Bu öyle bir iş ki... Paranla küfür yiyeceksin... Hem cebinden para vereceksin, hem de sana olmadık küfrü edecekler... Yok, yok, bu iş bana göre değil.
***
Dönem, "ANAP'ın ilk iktidar dönemi." Cemil Çiçek de, Yozgat'ın "ANAP'lı Belediye Başkanı."
Yozgatspor "dara düşmüş." Herkes Belediye Başkanı'na "aman" demiş:
- Aman bu işe bir el at... Yoksa, kulübün kapısına kilit vurulacak.
O dönemde Yozgat'ta "kulübe para akıtacak zengin yok."
Cemil Çiçek bir "çare" düşünmüş. Ve kömür fiyatına "Yozgatspor'a yardım zammı" yapmış.
- Ton başına yüz lira kadar bir zamdı... Eve telefonlar gelmeye başladı... Kimi kızıyor, kimi küfür ediyordu... Kömüre nasıl zam yaparsın, bana ne futbol takımından diye... Hayli küfür yedik.
***
Dün Meclis'in "ana gündemi" spor, para, şike, şiddet olaylarıydı.
Biz de bugün "gündemi yazdık."