Dün sabah soluğu Meclis'te aldık ve sorduk: Futbol stadında adam öldürülüyor... Nerede bu devlet?.. Nerede hükümet?.. Nerede Meclis? TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Köksal Toptan tepki gösterdi:
Soru yanlış.
Neresi yanlış?
Meclis daha ne yapsın?.. Meclis işe el koydu... Kanun çıkardı... Ama Meclis'in çıkardığı kanunu uygulamak gerek... Yetkililer kanunu uygulayamıyorsa, Meclis'in günahı ne?.. Soruyu başka türlü sormanız gerekiyor.
Nasıl?
Nerede bu vali diye sormalısınız.
Neden?
İstanbul valisi, 3 büyük kulübün etkisinde kalıyor ve TBMM'nin çıkardığı yasayı uygulayamıyor.
***
Köksal Toptan:
Anadolu'daki valiler Meclis'in çıkardığı yasayı uyguluyorlar... Anadolu kulüpleri de yasaya iyi, kötü uyuyorlar... Anadolu'da fazla bir sorun yok... Özetleyecek olursam, vali isterse kuş uçurtmaz... Yetkisi öyle çok ki.
Örneğin?
İl Disiplin Kurulu var... Vali, bu kurulun başkanı... Kurul, ağır para cezası verebilir.
Ne kadar?
Çok... Kulübün bir yıllık tribün hasılatının yüzde 2'si kadar bile ceza yazılabilir... Fazla bilet mi satıldı, biletin parası kulüpten alınabilir... Vali yeter ki istesin... İsterse, kulübün neredeyse yıllık bütçesi kadar para cezası keser.
***
İstanbul Valisi Muammer Güler, çok eski tanıdığımız.
Görev yaptığı illerde "kulüp yönetimleri ile sık sık birlikte olurdu." "Duruma hakimdi."
Tribünlerde hiçbir olay çıkmazdı. Ama İstanbul "farklı bir dünya." "Yönetici profili" farklı, "seyirci profili" farklı.
Tek başına vali ne yapsın?
Muammer Güler, İstanbul'dan önce Samsun valisiydi. Samsun'da futbol stadında "en ufak olay" olmazdı. Yine olmuyor.
Nedenine gelince... Samsunspor Kulübü Başkanı İsmail Uyanık:
Olayların kökeni başka yerde.
***
İsmail Uyanık "bazı ilkelerimiz var" dedi:
* Kimseye taviz yok... Taraftar gruplarına bedava bilet yok.
* Deplasman maçlarına gidecek taraftarlara bedava otobüs tahsisi yok.
* Taraftarsız maç olmaz... Ama taraftar ile yönetim ilişkisi mesafeli olmalı... Yoksa, taraftar başınıza çıkar.
* Maçlara gelip beni övücü slogan atan amigo ekibim yok... Beni öven seyirciye karşı, ayağa kalkıp, şov yaparak karşılık vermek gibi bir huyum da yok.
* Sorun, kadrolu taraftarlardan kaynaklanıyor... Bunlar, taraftarlığı yüksek standartlı bir geçim kaynağı haline getirmiş olan kimseler.
***
Pazartesi, saat 17.00. Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'e
"şimdi ne olacak" diye sorduk.
"Atatürk'ün bir sözüyle" yanıt verdi:
Ben sporcunun ahlaklısını severim... Tabii büyük Atatürk, sporcu derken sadece bizzat spor yapanları değil, sporla ilgilenen herkesi kastediyor... Yöneticiyi de, seyirciyi de.
Mehmet Ali Şahin:
Futbol bütün dünyada çok büyük bir sektör... İşin içinde para var... Mafya türü örgütlenmeler var... Tribünlerde profesyonel seyirci grupları var... Ah, kulüp yönetimleri üzerlerine düşeni harfiyen bir yapsalar...
Rüzgar eken, fırtına biçer. Kulüp yönetimleri yıllardır rüzgar ekiyorlar.
Pazar akşamı İnönü Stadı'nda meydana gelen üzücü olay "sadece bir sonuç."
Ve bu sonuç da bir "sürpriz değil."