Sonbaharın ortasındayız. Önümüz kış. Ve ramazan da kapıda. "Bu ortamda, bu takvimde" vatandaşın durumu ne alemde? Nabız tutmak için Konya'yı seçtik. Konya'da da en eski çarşılarından Bedesten'e gittik.
***
"Ey Bedesten esnafı, haliniz nice" diye sorduk. İlk yanıt 27 yıllık esnaf Muzaffer Büyüktemiz'den geldi:
- Manifaturacılık, baba mesleğim... 27 yıldır bu çarşıdayım... Turistler gitti, şimdi işler durgun.
***
Muzaffer beyin "turistlerden" kastı, yurtdışında çalışan Konyalılar. Yaz tatilinde gelip, Konya ekonomisini canlandırıyorlar. Bu sırada esnaftan biri söze girdi:
- Yaz bitti... Kış başlamadı... Yani sezon boşluğu var... Millet odun kömür derdinde... Kış bastırınca çarşı biraz canlanır.
Ömer Sami Temizci: - 16 yıllık konfeksiyoncuyum... Ayrıca taş ocağı işletiyorum... Mermerciliğim var... Memleket iyi olsun, yeter... Biz halimizden şikayet etmeyiz.
Muharrem Güvenilir "40 yıllık Güvenilir Konfeksiyon"un sahibi.
- Muharrem bey, işler nasıl?
- İç açıcı değil. Nankör olmayalım, yaz fena geçmedi... Ama şimdi bir durgunluk var.
Güvenilir Konfeksiyon'un duvarları "şiirlerle... tekerlemelerle" dolu. Örneğin, şöyle bir dörtlük: Elinde varsa beyefendi derler, Yoksul düşme alay eder, gülerler, Bir iyilik eder, bin söz söylerler, Elinde varsa, varına sahip çık.
***
Manifaturacı, konfeksiyoncu, kunduracı, çiçekçi, kuyumcu esnafının bulunduğu Bedesten'de "işler durgun... Esnaf beklemede."
Herkesin söylediği şu: - Ramazan da böyle geçer... Bayramla birlikte işlerin canlanmasını bekliyoruz... Yani bugünlerde, hazırdan yiyoruz.