Hava güzeldi, sanki yazdan kalma bir gün.
Altımızda deniz çırpınıyordu. "Ege üzerinden" Çanakkale Boğazı'na yaklaştık.
Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe "şu solda gördüğünüz köy" diye söze başladı:
- Seddülbahir Köyü.
Koç Grubu'nun Başkanı Mustafa Koç aşağıda bir yeri parmağıyla işaret etti:
- Burada, 75 metre derinlikte, 1997'de batan bir İngiliz gemisi yatıyor... Bir arkadaşımızı kaybettik.
***
Helikopterimiz kimi zaman alçalıyor, kimi zaman yükseliyordu.
Gelibolu Yarımadası'nın üzerinde koy koy dolaşıyorduk.
Eceabat ilçesi, sonra köyler:
Büyük Anafarta, Küçük Anafarta, Bigalı, Kocadere, Behramlı, Alçıtepe, Seddülbahir, Kilitbahir...
Altımızdaki coğrafya 1915 Çanakkale deniz ve kara muharebelerinin cereyan ettiği coğrafya.
Osman Pepe: - İşte Cumhuriyet'in temellerinin atıldığı yer.
Mustafa Koç: - Bir destanın yazıldığı bölge.
***
Altımız "mezarlıklarla" dolu. Ve "anıtlarla."
Tam 55 "Türk şehitlik ve anıtı" var. Yabancılara ait de 36 "mezarlık ve anıt."
Helikopterde konuşmak çok zor. Bağırarak konuşmak gerekiyor. Biz de bağırdık:
- Yabancılarınki, bizimkilerden daha bakımlı.
***
Ve helikopterimiz "savaş alanının tam ortasına" indi.
Burası "dünyanın en iyi korunmuş savaş alanlarından" biri.
Devletimiz bu bölgeyi "milli park" ilan etmiş.
Milli parkın içinde 1 ilçe ve 8 köy var. Helikopterin yanına bir araç yaklaştı. Bakan Osman Pepe, Çanakkale Valisi Süleyman Kamçı, Mustafa Koç ve biz "savaş alanını" dolaşmaya başladık.
***
Destan kolay yazılmıyor...
8 ay süren kara ve deniz muharebelerine bir milyon asker katılmış.
Yarısı ya kaybolmuş, ya yaralanmış, ya sakatlanmış ya da ölmüş.
Değişik kaynaklar şehit sayımızı farklı olarak veriyorlar ama...
Devlet adamlarımızın resmi törenlerde seslendirdikleri sayı "213 bin 882 şehit."
Mehmet Akif Ersoy o destanı boşuna yazmamış:
Şu boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi.
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.
***
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.