Artık günler kısaldı.
Konyalı, bu uzun gecelerde ne yapacak? Osmanlı Evi'nde, akşam yemeğinden sonra, çaylı, kahveli, nargileli sohbetlere katılacak. Sohbette "eski öğretmen" Mustafa Kabakçı da vardı.
Mustafa bey çalışkan bir insan. Emeklilikten sonra "iş hayatına atıldı." Şu anda "elektrikli hastane karyolası" üretip, İngiltere'ye ihraç ediyor. Konya Ticaret Odası'nın Başkan Vekili.
***
- Mustafa bey şu telefon olayını anlat bakalım.
Mustafa Kabakçı önce nazlanıyor. "Arkadaşlar güceniyor" diyor. Ama herkes ısrar edince... Yıllar önce "arkadaşlarını nasıl işlettiğini" anlatıyor:
- Yine böyle bir akşamdı... Arkadaşlarla sohbet ediyorduk... Söz kimin zeki, kimin akıllı olduğundan açıldı... Dedim ki... Bir araştırma yapalım. Değişik mesleklerden 20 arkadaşımızın adını, telefonunu alt alta yazdık... İçlerinde önemli kişiler de vardı.
- Sonra?
- Konuşması düzgün bir arkadaşımızın eline, yazılı bir metin verdik... 20 kişiyi tek tek aradı.
Aranan 20 kişiye, şunlar söylenmiş:
- Burası PTT bakım merkezi... Şu anda hattınızda bulunan bütün telefonlara yağ basılacaktır... Etrafın batmaması için lütfen gereken tedbiri alınız.
***
Mustafa bey "20 kişinin isimlerini" de söyledi ama, yazmamamızı sıkı sıkı tembihledi. "Sonra ne oldu" diye sorduk.
Mustafa bey: - 20 kişiden 19'u telaşlandı... Kimi yağ sıçramasın diye yerdeki halıyı topladı, kimi telefonun altına tepsi koydu... Sadece bir kişi "dalga geçme, telefon hattına yağ mı basılır, beni enayi mi sanıyorsunuz" dedi.
***
"Bu olay" Konya'da uzun süre konuşulmuş. "Gazetelere konu olmuş." Ve bazı arkadaşları Mustafa beye küsmüş. Gece vedalaşırken Mustafa Kabakçı ısrarını sürdürdü.
- Ne olur, isim yazmayın... Aile içinde bile alınanlar, kırılanlar oluyor.