Başbakan, Siirt'te Garnizon Komutanlığı'nı da ziyaret etti. Komutan'ın odasında Başbakan, Bakanlar, Vali ve Belediye Başkanı vardı. Çaylarımız geldi.Bu sırada Başbakan, Siirt'in DEHAP'lı Belediye Başkanı'na döndü: - Bir isteğin var mı? Başkan isteklerini sıraladı. Tayyip bey "bunları biliyorum" dedi. Ve sonra da... - Sayın Başkan... Nedir mahalle aralarının hali?.. Hiç çıkıp, dolaşmıyor musun? Odada buz gibi bir hava esti. Siirt'i dolaşırken Tayyip bey yol kenarında öğrencileri görünce... Veya bir taksi durağının önünden geçerken, otomobili durduruyordu. İnip çocuklarla, şoförlerle konuşuyordu. Böyle durumlarda "ayakkabılarımız çamur içinde kalıyordu." Başbakan, Belediye Başkanı'na "bunları" söyleyince... Başkan "mazeretlerini" sıralamaya başladı. Tayyip bey: - Bana mazeret anlatma... Ben belediye başkanlığından geliyorum... Belediyecilik dayanışma ile olur, yardımlaşmayla olur... Belediyecilik bir aşktır... Sevda meselesidir... Siirt'in mahalle araları rezillik... İnsan utanıyor... Bu çağda Türk insanı çamura mahkum değil.

***
Başbakan, Bayındırlık Bakanı'na döndü: - Biz gelmeden önce hak ettiği paranın yüzde yüzü bile kesilen belediyeler var mıydı, yok muydu? Bayındırlık Bakanı: - 500 belediye vardı. Başbakan: - Şimdi farklı muamele gören belediye var mı? Bayındırlık Bakanı: - Hayır. Başbakan: - Parti ayırımı yok... Her belediye, hak ettiği parayı alacak... Bunun üzerine kimseye beş kuruş verilmeyecek... Ama ambulans ihtiyacı varsa... Araç, gereç lazımsa... O konularda yardım edebiliriz.

***
Başbakan yeniden Siirt Belediye Başkanı'na döndü: - Beş yıldır burada yerel yönetimi elinde tutan bir partiye mensupsunuz... İdeolojileri bir kenara koyalım... Vatan sevgisini öne alalım... Hedefimiz hizmet olsun.